ICRC'den yapılan yazılı açıklamada, Kovid-19'un çatışma bölgelerinde yayılmasının önüne geçilmesi için müdahale planlarının acilen uygulamaya konulması gerektiği vurgulandı.
Salgının, güçlü sağlık sistemlerine sahip ülkelerde bile ciddi tehdit oluşturduğu, bu tehdidin boyutunun, sağlık sisteminin savaş yüzünden sekteye uğradığı bölgelerde çok daha büyük olduğunun altı çizildi.
ICRC'nin, dünya genelinde hapishaneler ve yerinden edilmiş kişilerin kaldığı kamplarda 'en kötü senaryonun' gerçekleşmesinden korktuğuna dikkat çekilen açıklamada, "Suriye, Yemen, Güney Sudan, Nijerya'nın kuzeydoğusu ve Afganistan gibi çatışma bölgelerindeki sağlık sistemleri, buralara sağlanan insani destek artmadan Kovid-19 vakalarıyla başa çıkamaz" ifadelerine yer verildi.
'Dünyanın en savunmasız topluluklarından bazıları zarar görebilir'
Açıklamada görüşlerine yer verilen ICRC Başkanı Peter Maurer de bu ülkelerde acil insani önlemler alınmaması durumunda sonucun 'yıkım' olacağı uyarısında bulundu.
Maurer, devletlerin ve insani yardım kuruluşlarının savaş bölgelerine acil ve ortaklaşa müdahalelerinin hayati önem taşıdığının altını çizerek, Kovid-19'un sağlık sistemi zayıflamış ve savaştan zarar gören ülkelerde bir felakete yol açmasının önüne geçilmesini istedi.
Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi, 27 Mart'ta Kovid-19 salgını tehdidiyle başa çıkmak amacıyla sınırlı kapasiteye sahip ülkelere aktarılan kaynakların artırılması için 800 milyon İsviçre frangı yardım çağrısında bulunmuştu.
