Prof. Dr Mehmet Ceyhan, koronavirüs salgınında Türkiye’deki durumu şöyle değerlendirdi:
“Dünyada şu an kötüye giden ülkeler var. İtalya, İran gibi. Hatta İtalya şu an nüfusa oranlarsak virüsün ortaya çıktığı Çin’den çok daha kötü durumda. Virüs bu ülkede kontrolden çıktı. Ancak bu Türkiye’de de aynı şekilde seyredecek anlamına gelmiyor. Bu salgını hafif atlatan ülkeler var. Türkiye de 1 vakayla bu ülkeler arasında şu anda. Daha fazla vakalar tabi ki olabilir. Ancak şu anki vaka sayısıyla İtalya benzeri önlemlerin alınması gerekli değil. Almanya bile 2 bin 502 vaka ve 4 ölüm olmasına rağmen okulları kapatmış değil.”
Prof. Ceyhan’ın vatandaşlara virüsten korunmak için önerileri ise şöyle:
“Türkiye’deki insanların AVM’ye gittim, orada mutlaka virüslü biri vardır diye düşünmesini gerektirecek bir durum yok şu anda. Elimizi sık sık yıkayacağız, temizliğimize dikkat edeceğiz, hastaysak okula işe gitmeyeceğiz, öksürürken hapşırırken ağzımızı kapatacağız. Bu tür basit önlemler bizi korur. Maske konusuna gelince… Bu konu çok önemli. İki tip maske var biri basit cerrahi maskeler. Diğer ise profesyonel sağlık çalışanları için üretilen N95 adı verilen maskeler. Basit cerrahi maskeler pamuk ve ketenden üretilir ve tek kullanımlıktır. Uzun süreli kullanılması durumunda mikrop üremesi için çok iyi bir ortam sağlarlar. İnsanlar kullanıp ceplerine koyup sonra tekrar takıyorlar. Bu onları enfeksiyona daha açık hale getirir. Bu tür maskeler ayrıca virüse karşı korusun diye üretilmemiştir. Doktorlar bunu hastalara ağızlarından ya da burunlarından virüs bulaşmasın diye takarlar. Dışarıdan gelecek bir virüse karşı koruma oranı yüzde 30 dolayındadır. O da tek kullanım durumunda. Bunu sadece şikayeti olanlar takmalıdır. Diğer insanlara bulaştırmamak için.
Prof Ceyhan, son dönemde çok tartışılan kelle-paça, tuzlu suyla gargara gibi önlemler konusundaki değerlendirmesi ise şu şekilde oldu:
“Tuzlu suyla gargaranın virüse koruyucu ya da iyileştirici olarak hiçbir etkisi yoktur. Kelle paça gibi tavsiyeleri de saçma buluyorum. Dengeli beslenen bir kişinin bağışıklığı zaten kuvvetli olur. Dışarıdan vitaminlerle, ya da besin takviyeleri ile bağışıklığı güçlendirmek mümkün değil. Dengeli besleneceğiz, temizliğimize dikkat edeceğiz ve uykumuzu iyi alacağız. Zaten bu virüs genç ve yetişkin insanlara çok zarar vermiyor. 9yaşın altında hiçbir ölüm görülmedi. Çok telaşlanacak bir durum yok.”
Koronavirüsün turizme etkisi ne olacak?
Atilla Güner’le Akşam Postası’nın bir diğer konuğu da Türkiye’de turizm konusunda önemli bir gazeteci olan turkiyeturizm.com sitesinin kurucusu Özkan Altıntaş oldu. Altıntaş, Türk turizm sektörünün koronavirüs konusunda yaşadığı sıkıntıları anlattı:
“Turizme bu virüs bomba gibi düştü. Turizm şirketleri kredi kullandılar ve ödemelerini yapamıyorlar. 150 liralık odalar 75 liraya düştü. Antalya’da sokaklar da tesisler de bomboş. Herkes planlarını Haziran’a ertelemiş durumda. Ramazan da başlayacak. Şimdiden Nevruz ve Paskalya gibi iki önemli etkinliği kaybettik. Rehberler bile boşta. Erken rezervasyon yapanlar ne olacak? ABD bu konuda feragat uygulaması getirdi. 1 yıl içinde insanlar bu rezervasyonlarını istedikleri tarihlerde kullanabilecekler. Aynı şekilde havayolu şirketlerinden alınan biletler var. Turizmde birçok iflaslar, icradan otel satışları görebiliriz. Şimdiden çok sayıda rezervasyon iptalleri var. Antalya, Karadeniz, İç Anadolu ve Güneydoğu’da grup halinde iptaller oluyor. Çok önemli bir gelir kaybı yaşanıyor. Mutlaka devletin destek vermesi gerekiyor.”