Türkiye, Suriye'nin İdlib bölgesine gönderilen takviye unsurlara ateş açılması sonucu 4 askerin hayatını kaybettiğini, 9 askerin yaralandığını açıkladı.
MHP lideri Devlet Bahçeli, saldırıya tepki göstererek, "Siyasi ve diplomatik girişimlerimizin yanı sıra askeri caydırıcılığımız da sonuna kadar kullanılarak İdlib ve çevresi Türkiye düşmanlarına zindan edilmelidir. İdlib mutabakatını bozan veya ihlal eden tarafın Türkiye olmadığı meydandadır" ifadesini kullandı.
'Esad rejimi tamamıyla kontrolden çıktı'
"TSK'nın gözlem noktalarının güvenliği temin edilmeli, Esad saldırısından dolayı pişman edilmelidir" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Suriye’nin kuzeybatısında bulunan İdlib uzun süredir bölgesel gerilim ve çatışma ortamının ağırlık merkezlerinden birisidir. Sınır hattımızın Suriye yakasında insani ve vicdani felaketler seriye bağlanmış, katliamlar dehşet verici bir seviyeye tırmanmıştır.
Ne var ki, zalim Esad ateşkes kararlarını her seferinde çiğnemiş, sivillere yönelik saldırılarına devam etmiştir. Ardından 17 Eylül 2018’de yine Türkiye, Rusya ve İran arasında düzenlenen Astana Zirvesi’nde çatışan taraflara ait bütün silahların 10 Ekim’de İdlib silahsızlandırma bölgesinden çekileceği kararlaştırılmıştır.
Buna ilave olarak bu bölgedeki denetimlerin Türk ve Rus askerleri tarafından yapılacağı, ayrıca sürdürülebilir ateşkes rejiminin sağlanabilmesi için etkili önlemlerin hayata geçirileceği kayıt altına alınmıştır. Bu kapsamda Türkiye bölgesel huzur ve güvenliğin inşasına hizmet amacıyla 12 adet ateşkes gözlem noktası oluşturmuştur.
'Esad rejimi yıkılmadan Suriye’ye huzur ve güvenlik kesinlikle gelmeyecektir'
Ancak ne Rusya ne de Suriye/İran; Astana zirve kararlarına, Soçi mutabakat süreçlerine riayet etmemiş, saygı duymamış, gerekli olan sağduyu ve samimiyeti
göstermemiştir. Suriye’de siyasi çözüm arayışları her seferinde çuvallamış, Cenevre görüşmelerinden de bugüne kadar makul ve müsterih bir netice çıkmamıştır. Anlaşılmaktadır ki, Astana, Soçi ve Cenevre süreçlerinin anlam ve inandırıcılığı artık kalmamıştır.
Rusya bir yanda masalarda uzlaşma pozları verirken, diğer yanda Suriye rejimini kışkırtmış, askeri operasyonlara teşvik etmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi Rusya’nın dürüstlükten mahrum siyasi uygulamalarını ibretle ve esefle takip etmektedir.
Üstelik askerlerimizin yer alacakları alanların koordinatları muhatap ülkelerle paylaşılmasına rağmen bu saldırının yapılması sadece alçaklık ve ahlaksızlık değil,
aynı zamanda düşmanlıktır. Türkiye bu hunhar provokasyonun cevabını misliyle vermiş, azimle, inançla ve cesaretle de vermeye devam etmektedir. Katiller döktükleri kanın bedelini şu ya da bu şekilde ödemelidir. Esad rejimi yıkılmadan, bu zorba cezasını bulmadan Suriye’ye huzur ve güvenlik kesinlikle gelmeyecektir.
Diğer yandan siyasi ve diplomatik girişimlerimizin yanısıra askeri caydırıcılığımız da sonuna kadar kullanılarak İdlib ve çevresi Türkiye düşmanlarına zindan edilmelidir. İdlib mutabakatını bozan veya ihlal eden tarafın Türkiye olmadığı meydandadır. Bunun yanında sınırlarımıza dayanan onbinlerce sığınmacının müsebbibi Suriye ve destekçisi Rusya’dır.
'Esad kanlı saldırısından dolayı pişman edilmelidir'
Türkiye milli güç unsurlarını derhal ve devasa bir şuurla harekete geçirmeli, ateş nerede yanıyorsa orayı söndürmeli, fitne ve musibet nereyi kavramışsa orayı
kesip atmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Ukrayna ziyareti öncesi bu saldırının vuku bulması bir başka şaibeli ve soru işareti taşıyan kuşkulu durumdur.
Rusya’nın Ukrayna ile sancılı ve sorunlu ilişkileri bilinmektedir. Ukrayna ziyaretine İdlib’den karşılık veriliyorsa Türkiye-Rusya ilişkilerinin mana ve muhtevası zehirlenmekle kalmayacak, iki ülke arasındaki diyaloglar bu gidişle soğumaya terk edilecektir.
Türkiye dostluğu değerli, düşmanlığı ise tehlikeli bir ülkedir. Barış ve huzur arayan mazlumları arkasında Türk milleti vardır. İdlib’de oyun kuran, vahşet senaryosu yazan, stratejik hedefleri uğruna insan canına ve tarihsel mirasa kast eden kim varsa karşılarında Türkiye’yi bulacaklardır.
Bu duygu ve düşüncelerle, İdlib’de katil Esad güçlerinin saldırısıyla şehit olan evlatlarımıza Allah’tan rahmet, yaralanan evlatlarımıza acil şifalar, milletimize,
silah arkadaşlarına sabır ve başsağlığı diliyorum. Unutulmasın ki, birimiz bin olur, bir ölür bin diriliriz, çünkü biz Türk milletiyiz."