İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ellerine ulaşan son anket sonuçlarına göre parlamenter sisteme geçilmesi gerektiğini düşünen vatandaşların oranının yüzde 64'e kadar yükseldiğini söyledi.
Cumhuriyet'in haberine göre Akşener, başkanlık sisteminin devamını savunanların ise yüzde 35'te kaldığına dikkat çekti.
- Biz İYİ Parti’yi bir toplumsal talep üzerine kurduk, çok zorluk çektik. Sadece ben demiyorum. Bu salondaki herkes zorluklar çekti. Kiminiz tehdit edildiniz, kiminiz genel başkanınınz bugün yarın tutuklanacak diye tehdit edildiniz. Durmadan yürüdünüz, ben bu harekete cesurlar hareketi diyorum. Biz bir hikaye yazdık. Tek tek her bir şahıs bir hikaye yazdı. Yola çıktık, engeller anlatılamayacak gibiydi. Dikenler üzerinde yürüdük ama inandık, korkmadık. Çünkü milletimize ve Allah’a güvendik. Ama sonuç ne oldu? Biz İYİ Parti’yi kurmasaydık Türkiye bugün hangi şartlar altında yaşıyor olurdu. Onun için iyi ki bu yola çıktı. Bu yolda elimi tutan, yan yana yürüdüğümüz her bir arkadaşıma teşekkür ediyorum.
'Demokrasi için yardım istedim'
- İnsan unutmakla malulmüş. Hele ki Türk milletinin en önemli özelliği kötü şeyleri unutup iyi şeyleri hatırlamaktı. Biz partiyi kurduğumuzda hemen seçime girip hukuksuz bir şekilde seçime girmemizi engellemek için her şeyi yaptılar. Buradan sayın Kılıçdaroğlu’na teşekkür ediyorum. Ben kendisine gittim, demokrasi için yardım istedim. Kendisi 15 milletvekili arkadaşımızla konuştu, geçici olarak partimize katılmalarını sağlayarak seçime katılmamızı sağladılar. O arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. O arkadaşlarımızı rencide etmemek için grup kararıyla değil, 100 bin imza ile cumhurbaşkanı adayı olduğumu ifade ettim. İlginçtir ki YSK iki madde ile seçme girmemizi onayladı.Biz yatay bir hiyerarşide herkesin fikrini söylediği, tartışıldığı ve oylama yapılarak karar verilen bir organizasyonuz.Biz sayın Kılıçdaroğlu’na ve CHP’ye ekim ayında ittifakla seçime girmek için teklifte bulunduk. Bazı şeylerde çırak çıkmak pahasına Türkiye’yi tercih ettik.
- Sonuçta İstanbul, Ankara ve Antalya gibi büyükşehirlerdeki çoğunluğunda 25 yıllık hegemonyanın kırılmasını sağladık. Muş’tan belde belediyesi kazandık. Benim için çok önemliydi çünkü 24 arkadaşımın manşetlerde terörist olduğunu iddia ettiler. Onların çoğunu ben tanıyorum. Bu salonda kabadayılık yapmak kolaydır. Ama orada Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak zordur. İzmit’te Abdullah Uçar diye bir kardeşim, Belediye Meclis Üyesi… Çağırdım ben kardeşimi. Çıkacaksın ne söyleyeceksin? Dedi ki ‘Abla Ben Kürdüm ama PKK’lı değilim’ Abdullah oğlum amayı kaldır; Ben Kürdüm, PKK’lı değilim. Sonra bir cümle daha ekledi. Benim ailemin PKK ile mücadelesini herkes iyi bilir. Bize yapılan iftiralara karşı sabrettik, milletimizin irfanına güvendik ve İstanbul’da Sayın Ekrem İmamoğlu 13 bin 500 oy farkla kazandı.
'Bu millet oyunun yok sayılmasını affetmez'
- Bu millet pek çok şeye sabreder ama oyunun yok sayılmasını affetmez. İktidara en büyük ders İstanbul’da verildi. Aramızda belediye başkanları belediye meclis üyesi arkadaşlarımız var. Çok büyük bir göreviniz var. İYİ Parti’nin iyi belediyecilik anlayışını anlatacaksınız. İyi işlere evet, kötü işlere hayır diyeceksiniz. Önemli bir iş yapıyorsunuz. Sizler teşkilatımızdaki çok önemli uç beylerisiniz. Hırsızlığın, kötülüğün karşınızda, iyi işlerin fakirin, fukaranın mağdurların yanında olacaksınız. Siz yetmezseniz biz çözeceğiz ama bize bilgi vereceksiniz.
'Şaka gibi bir ülke'
- Bir başka şey yapıyoruz şu anda Türkiye’de insanlar dini inançları, mezhepleri etnik kökenleri üzerinden politika aracı oldu. Biz politikaya başladığımızda seçmen velinimetti. Özellikle ANAP-DYP rekabeti açısından söylüyorum. Seçmen, baktı ki vaatler yerine getirilmiyor o zaman ANAP’a oy veriyorum derdi.2002’den sonra asgari müştereklerin ortadan kaldırılmasına yönelik pis bir siyasi dille insanların korkutulduğu bir siyasi atmosferde geçti.
- İnsanlar arasındaki iletişim azaldı, insanlar arasında duvarlar oluştu. Biz bunu reddederek yola çıktı. Verilerin ışığında bir şey fark ettik. İktidar partisi canı istiyor, hakaret ediyor. Vatandaşın gerçek gündemiyle alakası olmayan özellikle sayın Kılıçdaroğlu’nun cevap vermesine neden olan siyasi bir atmosfer… Sayın Erdoğan Saray’a çıkığı andan itibaren vatandaşından koptu. Bir futbolcu, aldığı cezayı Sayın Erdoğan’ın aldırdığını düşündü. Şaka gibi bir ülke…