Edirne F Tipi Cezaevi'nde 3 yıldır tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, avukatı aracılığıyla Artı Gerçek'ten Mehveş Evin'in sorularını yanıtladı.
HDP'nin erken seçim çağrısının meşru ve doğru olduğunu ifade eden Demirtaş, şunları söyledi:
"HDP’nin erken seçim çağrısı meşru ve doğrudur. Bundan sonra bunun altını dolduracak mücadeleyi örgütlemek, büyütmek ve demokratik iktidar alternatifini güçlü, inandırıcı ve ikna edici argümanlarla halkın önüne koymak gerekir. Yani HDP’nin hedefi artık kayyum atamalarını durdurmak için mücadele etmek değil, bizzat iktidara gelerek tüm sorunları çözmektir. HDP demokrasi ilkeleri çerçevesinde istisnasız tüm kesimlerle işbirliği ve ittifak yapmaya hazır olmalı ve ülke yönetimine aday olduğunu ortaya koymalıdır. Tüm söylemini, eylemini, kadrosunu ve ittifaklarını buna göre konumlandırmalıdır. Faşizmle mücadele etmek önemlidir ama daha da önemlisi faşizm sonrası oluşacak siyasi boşluğu demokrasi lehine doldurabilmektir. Bu nedenle HDP siyaset alanını terk etmemekle doğru bir karar vermiştir. Şimdi yapılması gereken, büyük siyasi hamlelerle faşizmi yerle bir etmek ve iktidara yürümektir. HDP artık 'benim sorunlarımı çözün lütfen' diyen talepkar dili bırakmalı, 'sorunları ben çözeceğim' özgüveniyle kitlelerin önüne yeni bir hedef koyarak mücadeleyi büyütmelidir."
'Yeni oluşumlar AKP'yi üçe bölmekle kalmayacak'
Demirtaş, "AKP içindeki çatlakları, yeni siyasi oluşum söylentilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? AKP içinden kopuşlar, siyaseten bir fark yaratabilir mi?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
"AKP’de ne olduğu ne olacağı bizi çok ilgilendirmiyor, çünkü artık AKP bir parti değil tek bir adamdan ibaret monolitik bir yapıdır. Bitmiş, tükenmiş, geleceği ve vizyonu olmayan siyasi bir meftadır. Durumu AKP’den bir kopuş olarak değerlendirmiyorum. AKP komple AKP’den ayrıldı. Geriye bir kişi ve onun etrafında kümelenmiş niteliksiz ve kabiliyetsiz rantiyeciler kaldı. Birazcık vicdanı, ahlakı, aklı olan hiç kimse orda durmuyor, duramıyor artık. Dolayısıyla yeni oluşumlar mevcut AKP’yi zaten resmi olarak üçe bölmekle kalmayacak, tüm tabanını vakum gibi kendine de çekecek gibi görünüyor. Yeni oluşumlar demokrasi için fark yaratabilirler mi, bu ayrı konu. Gelişmeleri hepimiz yakından izleyeceğiz. Her türlü sorunun demokratik ve barışçıl çözümü için toplumun bütün kesimlerinin el ele vermesi gerektiğine inanıyorum. Demokrasiye geçiş sürecinde önyargılar, kamplaşmalar, kutuplaşmalar bir kenara bırakılmalı ve asgari demokratik ilkeler etrafında en geniş toplumsal işbirliği mutlaka sağlanmalıdır. Eminim HDP de böylesi bir işbirliğinin, böylesi bir toplumsal dayanışmanın en önemli unsurlarından biri olacaktır."