Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın başkanlığındaki heyet, Mabeyn Köşkünde Almanya, Fransa ve İngiltere (E3) heyetleri ile NATO Zirvesi'nde liderler seviyesinde yapılacak dörtlü görüşme öncesi ön toplantı yaptı.
Kalın, düzenlediği basın toplantısında Almanya, Fransa ve İngiltere liderlerinin temsilcileriyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın NATO Zirvesi marjında yapacağı dörtlü zirvenin gündeminin ele alındığını, NATO Zirvesi'nde ele alınacak konuların, Suriye bağlamında izlenecek adımların değerlendirildiğini anlattı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve Almanya Şansölyesi Angela Merkel'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Barış Pınarı Harekatı'ndan sonra Suriye'deki süreci ele almak için daveti olduğunu hatırlatan Kalın, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanımız da alternatif yer olarak bu toplantının, İstanbul'da yahut Şanlıurfa'da yahut Gaziantep'te yapılmasının daha isabetli olacağını söylemişti. Biz hala bu görüşteyiz çünkü Suriye meselesi, mülteciler meselesi Türkiye'nin içinde yanı başında yaşanan bir hadise. Bunun doğru adresinin de burası olduğu kanaatindeyiz, ama çeşitli gerekçelerle toplantının NATO Zirvesi'ne kadar yapılamayacağı anlaşıldı. Bunun üzerine Londra'da 3-4 Aralık'ta yapılacak olan NATO Zirvesi marjında bu dörtlü zirvenin yapılmasında mutabık kalındı. Biz de bugün toplantının gündemini ele aldık. Özellikle Barış Pınarı Harekatı'nın sunduğu fırsatlar, mültecilerin geri dönüşü, güvenli bölgenin kurulması ve bundan sonraki siyasi süreçle ilgili neler yapılabileceği konusunu detaylı bir şekilde ele aldık."
'Barış Pınarı Harekatı'nın 2 temel hedefi'
Kalın, Barış Pınarı Harekatı'nın Tel Abyad ve Resulayn bölgesinden başlamak üzere Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye-Suriye sınırında 30 kilometre derinlikte bir güvenli bölgenin kurulmasına imkan sağladığını, bunun da mültecilerin geri dönüşüyle ilgili olumlu bir zemin oluşturduğunu belirtti.
'Türkiye sınırının terör unsurlarından temizlenmesi' ve 'mültecilerin güvenli, gönüllü ve onurlu şekilde geri dönüşünü sağlayacak zemini oluşturmak' diye harekatın 2 temel hedefini ortaya koyan Kalın, şöyle devam etti:
"Bu hedeflere büyük oranda ulaştık, ulaşmaya da devam ediyoruz. Sahada durum hassasiyetini korumaya devam ediyor. Bununla da ilgili tedbirlerimizi aldık, bunu da müttefiklerimizle paylaştık. Daha geniş bir zaviyeden bakıldığı zaman Suriye'deki büyük fotoğrafı da gözardı etmemek gerekiyor. Bundan sonraki siyasi sürecin nasıl işleyeceği, bugün konuştuğumuz bu sıcak konularla ilgili de önemli ipuçları ihtiva ediyor. Özellikle anayasa komitesinin çalışmalarını tamamlaması ve Suriye'yi yeni, demokratik, kuşatıcı, şeffaf, meşruiyeti olan bir yönetime kavuşturacak adımların atılması son derece önemli. Suriye'de bütün bu süreci sonlandıracak seçimlerin yapılması Suriye halkının özgürce iradesini sandıkta yansıtması konusu. Bu iki başlığı da detaylı bir şekilde ele alma imkanımız oldu."
Mültecilerin geri dönüşleri
Kalın, mültecilerin geri dönüşüyle ilgili olarak BM Mülteciler Komiserliği'nin yapacağı çalışmanın önem arz ettiğine işaret ederek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'i kabulünde, Guterres'in konuya destek vereceğini ifade ettiğini aktardı.
Bu konuda detay çalışma yapıldığına değinen Kalın, "Özellikle bizim kontrolümüz altında olan bölgelere mültecilerin geri dönüşüyle ilgili BM çatısı altında neler yapabiliriz. Avrupalı ülkeler de bu sürece nasıl katkı verebilecekleri şu anda inceliyorlar, araştırıyorlar. Bazı düşünceleri var, onları da bugün toplantıda ele aldık. Biz de kendilerine hem mültecilerin geri dönüşü hem de bundan sonraki siyasi sürecin nasıl ilerleyeceğine dair kafalarında ne tür öneriler olduğunu sorduk, bunları değerlendirdik" diye konuştu.