Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye yönelik başlattığı ‘Barış Pınarı Harekatı’ ile hareketlenen sınır illerinde sivil yerleşim alanlarına isabet eden top mermileri can aldı. Havan ve roketatar mermilerinin Şanlıurfa'nın Akçakale, Birecik ve Ceylanpınar ilçelerindeki bazı noktalara isabet etmesi sonucu 1'i bebek 2'si çocuk olmak üzere 4 yurttaş yaşamını yitirdi, 46 sivil yurttaş yaralandı.
2 GENCİN DE KADERİ AYNI OLDU
Sputnik Türkiye yaşamını yitiren Suriye vatandaşı Hasan Muhammed ile Dara Ali’nin hikayesini araştırdı. Suriye’deki savaştan kaçarak Nusaybin’e yerleşen Muhammed ve Ali, inşaat işlerinde çalışarak geçimlerini sağlıyordu. Aynı kaderi yaşayan Muhammed ve Ali’nin ölümü de aynı yerde ve aynı şekilde oldu. Muhammed ve Ali, Turan Mahallesi’nde meydana gelen patlamada yaralılara yardım etmek için giderken, mahalleye düşen top mermisi ile yaşamını yitirdi. Kimseleri olmayan iki Suriyeli genç, Nusaybin’de toprağa verilirken, arkalarında çocukları ve aileleri kaldı.
25 yaşındaki Hasan Muhammed evli olan kız kardeşi ile birlikte Nusaybin’de yaşıyordu. Anne ve babaları ile akrabaları halen Suriye’de. 5 yıl önce evlenen ve Suriye savaşı nedeniyle eşi ve 2 çocuğuyla birlikte Nusaybin’e yerleşen Muhammed, burada inşaat işlerinde çalışarak geçimini sağlıyordu. Tek yakını ise aynı nedenle ilçeye gelen ablası ve eniştesiydi. Muhammed ve Çiğdem adlı iki küçük çocuğu vardı. Olay günü ablasının bulunduğu mahallede patlama olunca hemen koştu ve ablası ile çocuklarını eve gönderdi.
Kendisi ise patlamanın yaşandığı sokağa giderek yaralananlara ulaşmak ve yardım etmek istedi. Tam bu sırada üçüncü kez patlama oldu ve şarapnel parçalarının kafasına isabet etmesi sonucu olay yerinde yaşamını yitirdi.
‘EVİMİZ KİRAYDI AMA GEÇİNEBİLİYORDUK'
Sputnik Türkiye’ye konuşan Muhammed’in eşi Nudem Heci hala olayın şokunu atlatmış değil. Konuşmakta güçlük çeken Heci, olay gününü anlatırken gözyaşlarına hakim olamıyor. Kucağındaki 2 çocuğu ise olaydan habersiz şaşkınlıkla annelerinin gözlerine bakıyor. Suriye’deki savaştan kaçtıklarını söyleyen Heci, “Orada durumumuz iyi değildi. Buraya geldik, evimiz kiraydı ama geçinebiliyorduk. Suriye’de savaş vardı. Burada biraz çalışıyorduk, geçimimiz oluyordu, Suriye’den daha sakindi burası. Burada bir şey olmaz diyorduk. Orada bomba patlayacağı aklımızın ucundan bile geçmiyordu. Şehir merkezinde bomba patlayacağına hiç ihtimal vermiyorduk. Eşimin de oraya gidip öleceğini hiç düşünmezdim” diyor.
‘PATLAMADAN SONRA ABLASI VE ÇOCUKLARINI ALMAYA GİTTİ’
‘YARALIDIR DEDİLER, HASTANEDE SAATLERCE ONU ARADIK’
“Suriye’ye dönemem artık, eşimi burada toprağa verdim, bırakamam” diyen Heci “Nasıl gideyim Suriye’ye?” diyor. Olayın ardından uzun süre eşinden haber alamadığını ve hastanede onu aradıklarını ifade eden Heci şöyle devam etti: “Bu köye geldikten sonra onu aradığımızda cevap vermiyordu. Köye gelince yine aradık cevap vermedi. Hastaneden bir kadın benimle konuştu, eşimin arkadaşıydı. Anlamıştım bir şey olduğunu. Yine de bir umut yaşıyor diyordum. Hastaneye gittik bazıları ‘yaralıdır, serum vuruyorlar’ dedi ‘durumu iyi’ dediler. Tüm hastaneyi aradık ama bulamadık onu. Bizden sakladıklarını biliyordum, deliler gibi hastane içinde onu arıyorduk. Adı yaralılar arasında yoktu. Daha sonra yaşamını yitirdiğini öğrendik. Biri fotoğrafını çekip bize attılar ‘bu mudur?’ dedi ‘evet’ dedik. Sabaha karşı da toprağa verdik.”
Muhammed’in ablası Semiha Muhammed de Suriye savaşından kaçarak eşi ve çocuklarıyla Nusaybin’de yaşıyor. Anne ve babasından uzak, kardeşi Hasan ile birlikte Nusaybin’de yaşayan Semiha Muhammed de şunları söyledi: İnşaat işinde çalışarak çocuklarına bakıyordu ve geçimini sağlayabiliyordu. Evleri kiraydı. Anne ve babam Suriye’dedir. Akrabalarımızın hepsi Suriye’de. Kardeşim hem çocuklarına hem de Suriye’deki anne ve babasına bakıyordu. Kardeşim belimizi kırdı. Ne diyeceğimizi bilemiyoruz. Anne ve babasına haber verdik, çok kötü oldular. Onunla aramızda bir sokak vardı, ilk bomba patladığında kardeşim evime geldi ve ‘çocuklarını alıp hemen bizim eve git ‘dedi. O da patlamanın olduğu yere koştu. Üçüncü patlama olunca kafasına parçalar isabet ediyor. Kardeşimi bir daha göremedim. İnsanların yardımına koştu. Yaralılar vardı onlara yardım etmek istemişti, canından oldu.