İstanbul’da yaşanan 5.8 şiddetindeki depremin ardından en çok konuşulan konuların başında iletişim sistemlerinde yaşanan kesinti geldi. Depremde sevdiklerine ulaşamayanlar GSM şirketlerinden şikayetini dile getirirken bu sorunun çözülmesi için devletin ilgili kurumlarına çağrıda bulundu. Bu tartışmaların ardından, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, "Tüm GSM operatörleriyle görüşülerek iletişim altyapısında kapasitenin artırılması dahil ne gerekiyorsa yapılması talimatı verildi. 3 operatörün aynı anda haberleşme kapasitesi 175 milyona çıkarılacak" dedi.
Gazeteci Füsun Nebil, Başlangıç Noktası programında, yapılması planlanan değişiklikleri değerlendirirken bu altyapının kurulması için olmazsa olmazın telekomünikasyon altyapısında fiberin artması olduğunu dile getirdi. Nebil, şu anda 330 bin kilometre uzunluğunda fiber bulunduğunu, bunun yaklaşık 10-15 kat artırılmasının şart olduğunu vurguladı:
‘EKMEK FIRININA BÜTÜN İSTANBUL İÇİN EKMEK ÜRET DER GİBİ…’
Telefon sektörü çok detaylı. 1990’lardan itibaren internet teknolojisinin ortaya çıkmasıyla birlikte IP networkler yayılmaya başlandı. Türkiye’de 175 yıldır var olan şebeke bakır üstünden geçiyor dijital değil. Bunların dijitalleşmesi lazım. Ama bizim şebekemiz bakır, fibere dönüşmedi. Ben 2010’dan beri İstanbul Belediyesi yoluyla fiber kazılarının engellenmesinden beri yüksek sesle söylüyorum: Bu altyapının fibere dönüşmesi lazım. 175 yıllık şebeke birden fibere dönüşemez. Ama dünyada bu peyderpey, yıl yıl dönüştürüldü. Şu anda 330 bin kilometre fiberimiz var. Halbuki bakır olarak raporlanana göre 30 milyon kilometre bakır var. Bunun 4 milyon kilometre fibere dönüşmesi gerekirdi. 6 ayda bu fiberi nasıl dönüştürecekler çok merak ediyorum.
Fiberin dönüştürülmemesinin sebebi daha çok İstanbul Belediyesi oldu. 2014 yılında bütün yıl için verdikleri kazı izni 17 kilometre. Ulaştırma Bakanlığı ve altındaki BTK gerekli önlemleri almadı ve gerekli şartları oluşturmadı. Birçok ülkede, Japonya, Amerika ve AB’de örnekler mevcut. Şu anda hepsi ayrı ayrı çalışıyor. Bazı yerlerde abonelerin bazıları boşta kalıyor. Bu yolla üç operatör havuz halinde kapasitelerini kullanacaklar. Boşluk varsa da insanlar oradan kullanacak. Ama öncelikle fiber izinlerini vermeleri gerek. Deprem günü telefonla konuşamadık ama WhatsApp üstünden mesajlaştık. Bir operatörden diğerini araması için ara bağlantı yapılması lazım. Bu ara bağlantıların dönüştürülmesi lazım.
‘BAKALIM YENİ BAZ İSTASYONLARI KABUL GÖRECEK Mİ…’
Bizim insanımız daha çok baz istasyonunu kabul edecek mi? 5G için bu konuşuluyor. İlk 4 nesil cep telefonlarını dünya gördü. Sırada 5G var. Bütün bu gelişen G’lerin anlamı hücrelerin küçültülmesi. Biz hücreler arasındaki geçişlerle cep telefonlarımızı kullanabiliyoruz. Yeni baz istasyonlarının yaratacağı elektromanyetik kirlenmenin vücudumuza zarar vereceği söyleniyor. Şimdiye kadarki baz istasyonları ısınma yaratıyordu. Şimdi 5G ile uzmanlar frekansın vücuda zarar verebileceğini söylüyor. Halkımız mevcut baz istasyonlarıyla dahi sorun yaşıyor neler olacağını göreceğiz.”