Valilik ise, İmamoğlu'nun söz konusu ifadelerine yanıt olarak yayınladığı açıklamada "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın, İl Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu'nun doğal bir üyesi olarak bu toplantıya katılması görevi ve sorumluluğudur" demişti.
Sözcü'den Deniz Zeyrek'e konuşan İmamoğlu, 'toplantıya davet' ile ilgili yaşanan polemiğe dair açıklamalarda bulundu.
Zeyrek'in haberinin ilgili kısmı şu şekilde:
"Meseleyi dün İmamoğlu'na sordum. Verdiği bilgiyi aynen aktarıyorum:
İmamoğlu, AKYM'ye ilk kez depremin olduğu gün (26 Eylül) 18:30'da, yani depremden dört buçuk saat sonra çağrıldı.
O sırada İmamoğlu Bağcılar yolundaydı ve bu çağrı üzerine yoldan dönerek AKYM'ye gitti. AKYM'deki çalışmalar o gece bir sonraki sabah birim müdürlerinin merkezde hazır bulunması talimatıyla sona erdi.
27 Eylül sabahı AKYM'deki toplantıya İBB'yi temsilen de iki birim müdürü gitti. Ancak bir terslik vardı. Söz konusu toplantıya sadece birim müdürleri değil, bakanlar, ordu komutanı ve vali gibi yetkililer de katılıyordu.
Bu durumu canlı yayın sırasında TV ekranında gördüğünü söyleyen İmamoğlu, '26 Eylül'de nasıl Bağcılar yolundan dönüp koşa koşa gittiysem, 27 Eylül sabahı da orada olurdum. Ancak birim müdürü çağrıldığı için birim müdürü arkadaşlarımız gitti' dedi.
İmamoğlu, o toplantıya çağrılmadığını dün net bir şekilde kamuoyuna da duyurdu.
İster inanın, ister inanmayın. Ortada bir 'yok sayma' var. Oysa olası bir felakete ilk müdahaleyi yapacak personel ve araç gerecin yüzde 70'i İBB'ye aittir ve AKOM'dan koordine ediliyor.
Deprem gibi ulusal bir mesele üzerinden siyaset yapmanın kimseye hayrı olmaz ama İstanbul halkına çok büyük zarar verir."