'20 MİLYON KİŞİNİN BİRBİRİNİ ARADIĞI HATTA ARAMALAR DEPREM OLUNCA 160 MİLYONA ÇIKIYOR'
Oktay, haberleşme ve iletişimle ilgili GSM şirketleriyle yapılan görüşmelerde ele alınan konulara değinerek, şunları kaydetti: "İlgili operatörlerle ve Türk Telekom'la bir toplantımız olacağını söylemiştik. Orada da yine bazı kararlar aldık. Biz sadece şunu gördük. Normal, zamanda herhangi bir zamanda 20 milyon... Bu GSM şirketlerimizle Türk Telekom'dan aldığımız verilerdir bunlar. Şu anda mesela 20 milyon kişinin birbirini aradığı bir hatta deprem olduğu andan sonra yaklaşık 160 milyona çıkıyor arama. Tabii teknik sebeplerle de kendileri bize bunu çok detaylı olarak izah ettiler. Hattın çöktüğünü ifade ettiler. Dolayısıyla biz bunu tekrar yaşamamak adına ne tür tedbirlere alabiliriz diye baktığımızda şunu gördük. Şu kararları aldık. Mevcutta Türkiye'de olan 3 operatörün toplam kapasitesi 118 milyon kişinin aynı anda haberleşme kapasitesi var. Bunun 175 milyona çıkarılması dolayısıyla bunun ilgili operatörler arasında da paylaşımını yaptık. Yaklaşık 6 ay içerisinde bunlar bu kapasiteye ulaşacaklar. Vodafone da bize 1 haftaya kadar döneceklerini ifade ettiler süreyle alakalı. Dolayısıyla biz Vodafone'da da yine bir sosyal sorumluluk olarak da görürsek onların da yine en kısa sürede bu kapasite artışını sağlayacağını düşünüyoruz. Biri buydu. 118 milyondan 175 milyon kapasiteye çıkarmak."
'5G'YE GEÇİLDİĞİNDE HİÇBİR SORUNUMUZ KALMIYOR'
Artçı depremler hakkında bilgiler veren Oktay, bağımsız bir deprem olmadığı sürede bunun azalarak gideceğini ve zamanla kaybolacağını söyledi. Oktay, afete hazırlık boyutunun bireysel ve toplumsal olarak sürmesinin önemine vurgu yaptı.
Toplanma yerlerindeki iletişimle alakalı da karar aldıklarını belirten Oktay, "Alt yapısı müsait olan toplanma alanlarımızda yine herhangi bir afet anında orada haberleşmenin sağlanabileceği wi-fi hatları da kuruluyor olacak. O alanlar da iletişim sağlanıyor olacak." dedi.
'BİZ NEYLE UĞRAŞIYORUZ, KILIÇDAROĞLU NEYLE UĞRAŞIYOR'
Oktay'ın konuşmasından diğer satırbaşları:
'BÜTÜN DÜNYANIN HAYRAN OLDUĞU BİR SİSTEME 'NEREYE HARCADINIZ' OLAYI ÇOK GARİP'
- Cumhurbaşkanımız ilk andan itibaren oradaydı. Hatırlayın 1999 depremini. Hükümetin ve hükümetin başının üç gün kendi bakanlarıyla bile iletişim kurmakta zorlandığı bir ortamda Van depreminin ilk anında Cumhurbaşkanımız sahadaydı. Yine Sayın Kılıçdaroğlu kahvesi elinde televizyon karşısında izliyorsa hatırlasın. Kim nerede izliyor bilmiyorum tabii, 15 Temmuz gecesindeki gibi. Van'da 26 bin 500 konutu sadece bir yıl içerisinde yaptık. Depremden etkilenen, konutlarını kaybeden hiç kimseyi evsiz bırakmadık. Hatırlayın, anında geçici barınma merkezlerimize aldık. Her türlü imkanlarını sağladık. Sonrasında bütün Türkiye'deki sosyal binalarımızda, ilgili tüm kamu binalarımızda misafir ettik. Bir yıl içerisinde hepsinin binasını teslim ettik. Şimdi gidip bakın Edremit'e, Erciş'e; Türkiye'nin en harika altyapısıyla, üst yapısıyla binalarını görürsünüz. Bu dünyanın hiçbir yerinde yok. Bunları biz yaptık. Şimdi bunlar kendiliğinden mi oldu? 53 tane okul yaptık. 47 kilometre mesafeden şehrin 50 yıllık içme suyunu getirdik. Camileri, sosyal donatıları, parkları... Bütün dünyanın hayran olduğu bir sisteme 'Nereye harcadınız?' olayı çok garip. Ya bu ülkede yaşamıyor ya 'Burada İstanbul'da da bir şey yapamadık, nasıl yapsak da gündemi değiştirsek?' Başkan da herhalde sıkıştı, geldi mi gelmedi mi? Kendi egosunu tatmin etmekle meşgul, İstanbul halkına nasıl yardım etmekten ziyade. Dolayısıyla 'Gündemi nasıl değiştirsek?' onun peşinde.
'SIFIRINCI DAKİKADA HAREKETE GEÇECEK LOJİSTİK MERKEZLERİMİZ VAR'
'KILIÇDAROĞLU ANLAMIYORSA GELSİN ANLATALIM, BAŞKALARI GELMİYORSA O GELİRSE ONA DA ANLATIRIZ'
'AFETİN YÖNETİMİ DAVET BEKLEMEZ'
- Biz iş yapıyoruz. Bugün Sayın Cumhurbaşkanımız Kınalıada'yı denize indirdi. 'Ne alakası var?' diyeceksiniz. Biz bir şeyi planladık mı, söz verdik mi yaparız. 9 ay öncesinde de indirdik. Konuşmayız, söz verdikse yaparız. Biz burada afeti yönetiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla hepimiz buradaydık. Talimatı ile diyorum. Bu ülkenin cumhurbaşkanının talimatıyla biz buradayız. Birisinin davetini beklemeyiz biz. Hele hele afetin yönetimi davet beklemez. Burada bir koordinasyon kurulu vardır. O koordinasyon kuruluna herkes gelmek durumundadır. 28 tane çalışma grubu var. 'Bu grup gelecek' denildiği anda herkes buradadır. Şimdi akşam toplantıyı yapıyorsunuz, 'sabah burada buluşacağız' diyoruz. Sayın bakanıma (İçişleri Bakanı Süleyman Soylu) ayrıca davette bulunduğumu ben hatırlamıyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanımıza ben ayrıca davette bulunduğumu hatırlamıyorum. Valimize ayrıca davette bulunduğumu hatırlamıyorum. 1. Ordu Komutanı'na, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'na Sahil Güvenlik Komutanı'na ayrıca davette bulunduğumu hatırlamıyorum. Emniyet buradaydı, İl Jandarma Komutanı buradaydı. Herkes sabah buradaydı. Bazılarına bu yetmiyormuş gibi ilave davet de valilik tarafından yapıldı.
'GÖREVİNİN GEREĞİNİ YERİNE GETİREMEYENLER FARKLI ŞEKİLLERDE GÜNDEM DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR'