Akşener, “Sayın Erdoğan BM’de bir konuşma yapıyordu buraya gelirken tweet olarak atmış. Herkes için barış, herkes için adalet herkes için özgürlük herkes için hukuk istedi… Yani. İnşallah dönüşte Türkiye’de bunu hayata geçirir” dedi.
Altaylı’nın “Türkiye’de bunlar yok mu?” sorusu sonrasında Akşener, “Elbette Türkiye’de yok ama orada bizde var başkalarında yok dedi muhtemelen. Şimdi bu tweetin gereğini yapmasının takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı.
Akşener’in açıklamalarından satır başları şöyle:
- 17 yıllık gitmez denen bir kanaatin yıkılmış olması, seçmenin 'biz istersek olabilir' şeklinde düşünmesinden dolayı umutluyum, memnunum. Bu gerilimli, çirkin dilin kullandığı durumdan memnun değilim.
- Ben büyük zikzaklar görüyorum. Büyükşehir Belediye Başkanları Saray'a çağrıldı. Bu normalde olması gereken bir iş. Ama biz bunu alkışlarken öldük. Bu normal bir şeydi aslında. Ama Türkiye öyle bir halde ki, birisi birine gülümsediğinde roman yazıyoruz.
- Biz çok çalıştık İYİ Parti olarak. Partimizden bir oy firesi olmadı. Bizim aldığımız mesaj şudur: Seçmen kucaklayıcı, kutuplaştırmadan uzak, kapsayıcı bir dille yürüdüğünüz zaman sizi görüyor. Ama şunu da anladık; İstanbullunun verdiği oyu İYİ Parti olarak veya Millet İttifakı olarak başarıyı sahiplenip "Vay bee, biz kazandık bunu" dersek hata ederiz. Bu seçimi kazanan İstanbulludur. Biz bu hükümetin kulağını çektik. Ceketimi assam seçilirim şeklinde bir seçmen saygısızlığı vardı. 31 Mart'ta kulak çekildi, 23 Haziran'da kulağı kopardı İstanbullu.
'4.5 MİLYON SURİYELİ SIĞINMACININ ÜLKEMİZDE BULUNMASINA İTİRAZLARIMIZ VAR'
'BİR TEK SARAY KURUMU OLUŞTU'
- Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini bu ülke taşıyamıyor. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme bir yol aranıyorsa orada biz oluruz. Sanırım orada CHP de olur. Onun dışında tüm itirazlarımız sürüyor.
- Ben bir bilim insanı olarak kişisel anlamda parlamenter sistemin değiştirilmesinin karşısındaydım. Bugünkü hükümet sistemi hiçbir bilimsel, hiçbir uygulanmış yeri yok. Bir tek Güney Amerika ile Afrika ülkelerinde uygulanan değişik bir şey. Henüz hiçbir şey yok. Bir tek Saray kurumu oluştu. Hukuk sistemi aynı duruyor. Hukuk üstünlüğü var mı? Hayır.
'LİDERLERİN AHBAPLIĞI ÜZERİNDEN İLİŞKİLER YÜRÜMEZ'
'TÜRK MİLLİYETÇİSİ OLDUĞUNU İLAN EDEN BİR SİYASİ PARTİ…'
- Biz demokrasiyi içselleştirmeye gayret eden bir partiyiz. Partimizin tüzüğü, programı içerisinde kalmak kaydıyla tüm arkadaşlarımızın konuşma hakları var. Bu bizim zenginliğimiz. İYİ Parti, siyasi tutumu en net partidir. Bazı haberler çıkmıştı CHP ile HDP anayasa hazırlıyor diye. Sayın Türkkan ve Sayın Ağıralioğlu'nun söylemleri ona yöneliktir.
- Biz çok zor şartlar altında kurulduk. Kesinlikle kurdurulmacağı söylendi, kurulduk. Kılıçdaroğlu'nun kendisine gittim ve 15 milletvekili istedim. O da çok demokratik bir tutum sergiledi ve bunu kabul etti. Kendisine tekrar teşekkür ederim. O olay ile başlayan bir Millet İttifakı oldu. Eğer böyle bir süreç olmasaydı biz kendimizi tartmak isterdik.
- Türk milliyetçisi olduğunu ilan eden bir siyasi parti, Andımız'ın kaldırılmasına ilişkin araştırma önergesine çekimser oy verdi. Normalde tabanına rağmen yapamaz. Böyle bir et tırnak birikimi var AKP ve MHP arasında. Ben Eylül ayından itibaren tüm kurumlarımızı çalıştırdım ve ittifak konusunu konuştuk. Sadece bir milletvekilimiz dışında hepsi bunu onayladı. Sonra Sayın Kılıçdaroğlu'nu aradım ve onunla konuştuk, teklifi ben ettim. Sonra durum alenileşti ve bir başarı öyküsü ortaya çıktı.
- Belediye seçimlerinde CHP ve İYİ Parti beraber gittik. Bu sefer Saadet Partisi yoktu. Çok iyi işler çıkardık. Bu belediye başkanları Millet İttifakı'nın başkanlarıdır. Bu arkadaşların başarılı olması bizler için önemli. Diyelim ki önümüzdeki yıl seçim olur, ittifak yapılır mı o konuşulur. Ama 31 Mart bir iş birliğidir ve bizim projemizdir.
'TÜRKİYE NEZAKETİ UNUTTU'
- Ben 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonuna geçen yıl da katıldım. Geçen sene de tokalaştık. Geçen sene liderler oturmuştu, kendisi bizimle tokalaşıp gitti. O günle bugün ne değişti? İnsanların bu kadar heyecanlanması, Türkiye'nin içinde bulunduğu ortamın kanıtıdır. Asıl biz tokalaşmasak haber olması gerekirdi. Ama Türkiye nezaketi unuttu.
- Bu bir devlet töreni, bu törene icabet ettik. Dolayısıyla biz kutuplaşmaya itiraz eden bir partiyiz. Bu tür yerlerde gizli alışverişler olmaz zaten. Ama bir yayın kurumunun gazetecileri başıma çöktü. İlginç bir resim vardı orada.
'ELBETTE DESTEKLERİZ'
'HDP İLE İTTİFAKA 'HAYIR' DERİZ'
- CHP ile HDP arasında herhangi bir ilişki var mıdır ben bilmiyorum. Sayın Kılıçdaroğlu ile bu konuda bir konuşmamız olmadı. Sayın Kılıçdaroğlu bize "HDP + Saadet gitmek istiyoruz" der. Biz o zaman fikrimizi 'Hayır' olarak söyleriz. Çünkü HDP'nin PKK ile olan iletişimi bizim hoş karşılayabileceğimiz bir şey değildir.
İMAMOĞLU'NUN YAPTIĞI ZİYARET
- Biz kayyum atandığı dönemde 17.00'de toplandık, 22.00'de metin çıktı. Ve o metni yayınladık. Dolayısıyla aynı noktada duruyoruz. Sayın İmamoğlu'nun yaptığı ziyaret kendisini bağlar. Leyla Güven'in yaptığı açıklamanın ardından aynı ziyareti yapabilir mi, emin değilim.
- Ben burada bir dümenin olduğuna inanıyorum. HDP'nin iktidarla olan ilişkisinin sürdüğüne inanıyorum. Öcalan'la ilgili 23 Şubat'ta söylemiştim 'iktidar görüşüyor' diye. Sonra bırakın görüşmeyi mektup yayınlandı. Osman Öcalan TRT'ye mülakat verdi.
- Sayın Süleyman Soylu benim ve Temel Karamollaoğlu'nun Kandil'le sözleşme imzaladığını iddia etti. O zaman ben sizin karşınızda niye oturuyorum? Türkiye'de bir ciddiyetsizlik var.
'BAKANLAR GEREĞİNİ YAPAR'
- Bakan olduktan bir ay sonra bir otobüse kadın polislerimizi aldık her hafta Cumartesi annelerine gittin gelin çocuklarınızı birlikte arayalım dedik. Her hafta yanlarına gidildi. Bakanlığı kayıtlarından bular var. Kadınlar konusunda önemli adımlar attım ben ama sürdürülemedi benden sonra.
- Anneler evlatları için her yere gidebilir, her şeyi yapabilir. Ama bakanlar HDP il binasının önüne gitmez, çay dağıtmaz; gereğini yapar.
- Ben AKP’nin kuruluşunda varım biliyorsunuz. Kuruluşu sağlayan o irade ile bugün gelinen noktada ortaya çıkan yazar kılıklı üniversite hocası kılıklı o geniş kitlelerin hepsini rencide eden çirkin bir alan oluştu. O çirkin ve kötü alan o kadar genişledi ki içe döndü. O kişiler o kadar para kazanıyor ki onun getirdiği şımarıklıkla Sayın Erdoğan’a yakın bir Bakana bile vurmaya başladılar. Gazetecilerin en büyük özelliği fikri takiptir, birikimdir. Bu insanların hiçbirinde bu yok. Öyle yazılar yazılıyor ki ‘Reisin’ hoşuna gittiğini düşünerek.
- Tayip Erdoğan’ın sahici bir karizması vardı. O sahiciliği ortadan kaldıran bir yala alan oluşturuldu. Orada şimdi öyle bir öfke oluşuyor ki bu iş sahibine gider. Sahibi kim görünüyor, Sayın Erdoğan. Çok büyük zarar veriyorlar. Dost diye bir şey kalmadı. Erdoğan’ı korurmuş gibi öfkelendikleri insanlara saldırıyorlar.
'MHP'NİN OYLARI BABACAN'A GİDECEK'
- Özellikle sayın Babacan’ın partisinin İYİ Parti’nin tüm oylarını alacağı gibi bir tevatür var. Buna seçmen karar verir. Partiyi kurduğumuz zamanda bir araştırma şirketi 1.5’un üzerine çıkarmamıştı bizi, biz 9.5 aldık.
- Yüzde 3 CHP’ye oy vermiş seçmen bize gelmiş. 1 buçuk ise AKP’ye son iki seçimde oy vermiş seçmen. Bugün 11.6 oyumuz var. Sayın Babacan’a, kuracağı partiye gitmiyor. Bizim seçmenden. AKP’den MHP’ye kayan seçmenin bir kısmı Babacan’a bir kısmı da Davutoğlu’na gidiyor.
- IMF bu kadar şeytani bir örgütse Türkiye olarak içinde ne işimiz var? Görüşme Hazine bilgisi dahilinde yapıldı. Durmuş Yılmaz Türkiye’yi koruyan analizler verdi. Yıllık, rutin bir ziyaret bu, gizli saklı bir şey değil.