İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Habertürk TV'de Didem Arslan Yılmaz'ın moderatörlüğündeki Türkiye'nin Nabzı programına konuk oldu. İmamoğlu, Veyis Ateş, Deniz Zeyrek ve Nevzat Çiçek'in sorularını yanıtlıyor.
ERDOĞAN'DAN RANDEVU TALEP ETTİ Mİ?
Erdoğan'dan bir randevu talebinde bulundunuz mu? sorusuna da İmamoğlu, "Bulunmadım, çünkü bizi yeniden davet edeceklerini belirttiler. Komisyonlarla bir ortak çalışma masasıyla ilgili teşekkür ettim. Geçen hafta bir gazetede çağrının yapılacağı noktasında bir haber çıktı. Ama henüz bir çağrı yapılmadı" dedi.
İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
-Randevu talebinde bulunmadım, çünkü bizi yeniden davet edeceklerini belirttiler. Komisyonlarla bir ortak çalışma masasıyla ilgili teşekkür ettim. Geçen hafta bir gazetede çağrının yapılacağı noktasında bir haber çıktı. Ama henüz bir çağrı yapılmadı.
KANAL İSTANBUL
-Şantiyelerin İstanbul adına bir kısım fiziki riskleri var. Yarım kalan şantiyeler, kuyular. Duran yatırımlar, elbetteki deprem meselesi. Mülteci meselesi her ne kadar merkezi hükümetin meselesi gibi görünse de.
-Her şeye rağmen İstanbul'da belediye başkanlığı yapmış, yönetmiş birisiyle konuşmanın kolay olacağını düşünüyorum. Netice itibarıyla ne benim şahsi meselem ne de sayın Cumhurbaşkanı. İstanbul'un çıkarına olan, geleceğe dair atılacak adımlar meselesi. İkna edilmesi gereken hususlar var mıdır? Bir iki husus vardır. Ters düştüğümüz belki tartışılması gereken bazı hususlar vardır. Ama güncel konularda ters düşeceğimizi sanmıyorum.
-İki devlet bankasının çok radikal siyasi tavırla davranış biçiminin bu kadar netlikte sayın Cumhurbaşkanı'nın önünde bir sehpayla konulduğunu düşünmüyorum.
HAMİDİYE SULARI
-Bunlar sayın Cumhurbaşkanı'nın meseleleri olduğunu düşünmüyorum. Orada kraldan fazla kralcılık oynayan insanların meselesi. Vakıfbank, Halkbank kimin? Hepimizin. Orayı yöneten insanın kişisel iradeyle siyasi şov yapması düşünülebilir mi? Böyle bir tavırla durmanın kime ne faydası var? Kanal İstanbul'la ilgili benim fikrimi herkes biliyor, üç aşağı beş yukarı. Bunu elbette tartışmak isterim. Bize göre yanlış ve eksikliklerini görüşmek isterim.
-Bir şirkete verilmiş, kanal çizilmiş, onun etrafına havalimanı yerleştirilmiş. Bir şirket plan çalışabilir. Ama planın altlığı oluşurken hem dünya literatüründe hem de planlama meselesi açısından...
-Ben Kanal İstanbul'u İstanbul'un doğasına aykırı buluyorum. Bunu bir program konuşabiliriz.
'23 HAZİRAN'DA NORMAL BİR ŞEY YAŞAMADIK'
-Seçim döneminde sayın Cumhurbaşkanımız bu yerel seçim öncesi bütün İstanbul sorunlarıyla tümünü muhatap kıldı. Ben ister istemez kendisini muhatap kıldım. Son toplantıda davet etti, 6 bakan belirledi, bir komisyon belirlendi. Ben orada çözümü bulursam, 6 bakanımızla İstanbul'un sorunlarına yol bulursak dünyanın en mutlu insanı ben olurum.
-Biz 31 Mart seçimlerini peşinde 23 Haziran seçimlerini yaşadık. 23 Haziran'da normal bir şey yaşamadık ki. 6 Mayıs'ta Sultanbeyli'de iftar yapıyordum, seçim iptal oldu.
'NEREDE ÇALANLAR, HANİ SORUŞTURMA?'
-50 milyon liraya yakın İstanbul seçimiyle ilgili masraf yapıldı. Başka bir siyasi atmosfer oluştu. Biz kolay unutuyoruz. Nerede gerekçeyi gösterip, bu seçimin iptal edilmesini savunanlar. Yazık değil mi o insanlar? ben o insanlarla karşılaştım. Bir tanesi bana 'Başkanım kusura bakmayın, benim yüzümden seçim iptal oldu' dedi. 'Kimsiniz' dedim, 'Sandık kurulu başkanıyım' dedi. Nerede bu insanlar, hani soruşturma, hani çalanlar, hani hırsızlar?
-İştiraklerle ilgili her şeye rağmen, genelgenin engele rağmen, birtakım arkadaşların istifasıyla yürüyerek, liyakata dayalı arkadaşlarımızla yönettiğimiz zaman diliminde çok başarılı işler yaptım. 10 civarında iştirakimizden tüm anlamıyla brifingi alamadık ama 18'inde bitirdik. Bir yandan yol yürüyoruz, birçok projenin altlığını oluşturduk. Gerçekten 2,5 ayda çok şey istenen belediye başkanıyım, bunun farkındayım. Biz 31 Mart'la seçilenlerle aynı dönem seçilmiş gibi bir muamele görüyoruz. Daha 50. günündeyiz.
'BELEDİYENİN BORCU 30 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE'
-1 milyar liraya yakın vergi borcunu ödemek zorunda kaldık. İştiraklere ödemek zorunda kaldığımız bu rakam aslında büyükşehir belediyesinin borcu değil.
-Ulaşımı çözeceğim, iki yılda çözeceğim aldatıcı olur. Biz büyükşehir belediyesinin yönetimine idari ve mali sistem getiriyoruz. Vatandaş 'benim paramla ne yapıyorsun' diyor.
'CUMHURBAŞKANI'NDAN 'GEÇMİŞ OLSUN' BEKLERDİM'
'ÖĞRENCİLERE BURS VERECEĞİZ'
-Öğrencilere burs vereceğiz. Şimdi büyükşehir belediyelerinin ve belediyelerin burs verme imkanı yok. CHP'nin orada yaptığı şey şu. Sayın Cumhurbaşkanına ithafen yaptığım konuşmada hem burstan bahsettim. Belediyelerin önünü kesen konularda kanun çalışmalarında olmak istiyoruz dedim. CHP 'belediyeler burs vermesin dedi' diye bir şey yok. CHP'nin orada itirazı Kredi Yurtlar Kurumu üzerinden ortak tespitle belediyelerin vermesiyle ilgili. Biz iştiraklerimizin iştigal alanı üzerinden belli sayıda başlayacağız. Medyada, işletmede okuyan öğrenciler. Kendi iştigal alanlarında iştiraklerimiz sürece dahil öğrencilere verecek. Şu anda hedefimiz en az 16 bin koyduk. 75 bin hedefimiz vardı. İlk aşamada buna ulaşamayabiliriz. 15 bin kişiyi net olarak hedef koyduk.
-Yenikapı'da sergilediğimiz makam araçlarının tümü iade edildi.