Suudi kraliyeti: Aramco saldırısında İran'ın rolüne dair somut kanıt sunacağız

Yemen'deki Şii Husilerin üstlendiği Suudi petrol devi Aramco'ya saldırılardan İran'ı sorumlu tutan Suudi Arabistan ile ABD, Tahran'ın rolüne ilişkin somut ve kesin kanıtlar sunacaklarını duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Cidde'ye gidip Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (MbS) ile kafa kafaya vermesi ve Suudi mevkidaşı  İbrahim bin Abdülaziz El Assaf ile basın toplantısı düzenlemesi öncesi, Suudi Savunma Bakanlığı şu açıklamayı yaptı:

"Soruşturmanın nihai sonuçlarını açıklayacağız ve Aramco'nun iki tesisini hedef alan terör saldırısına İran rejiminin müdahil olduğunu kanıtlayan maddi deliller ile İran silahlarını sunacağız."

Pompeo'nun da Trump yönetiminin Aramco saldırısından İran'ın sorumlu olduğuna neden inandığına dair ayrıntılı açıklama yapmasının beklendiği belirtildi.

ABD Dışişleri Bakanı'nın saldırının Yemen değil de İran topraklarından kaynaklandığı ve insansız hava araçlarının (İHA) yanısıra güdümlü füzelerin kullanıldığı savına dair yeni iddialar ortaya koyacağı sanılıyor.

Ancak Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörlüğü'nden Dışişleri Bakanlığına terfi etmiş ve CIA'nın amaçlarına ulaşmak için yalan söylediği ve hile yaptığını kabul etmiş olan Pompeo'nun İran'la ilgili yalan söylemediğine kamuoyunu ikna edip edemeyeceği soru işareti. 

Suudi hükümetinin açıklamasında, fail olarak İran'ın adının anılması halinde, bunun Körfez'deki Sünni Arap krallıklarının stratejisinde önemli değişim anlamına geleceği yorumları yapılıyor. Zira Husilerin geçmişteki misillemeleri ve Basra Körfezi'nde petrol tankerlerine yönelik şaibeli saldırılarla ilgili suçlamalarda birebir İran'ın adını anmamışlardı.

Aramco saldırısından İran'ın sorumlu olduğu iddialarını Batılı medya organlarına yayan ABD'li yetkililerden biri, Washington'da gazetecilere şöyle konuştu:

"Husiler Suudilere 10 İHA'yla saldırdıklarını iddia etti. Abkayk'taki ana petrol işleme tesisi en az 17 kez vurulmuş. Huseyr petrol yatağı hassas güdümlü mühimmatla en az iki kez vurulmuş. Yani Husilerin iddiası sıkı bir tetkikle çöküyor. Husiler daha önce hiç bu tip İHA kullanmadı. Bu saldırıda kullanılan İHA'lar da güdümlü füzeler de Yemen'den kalkıp o tesislere ulaşamaz. Bu mümkün değil."

Öncesinde ABD'li yetkililer, iki tesisin 19 kez vurulduğu iddiasına dair uydu görüntüleri yayımlayıp, yapılardaki tam isabetli deliklerin hassas güdümlü füze kullanıldığını kanıtladığını savunmuştu.

Şimdiki halde ABD'nin uydu görüntülerinden başka delil niteliğinde bir sunum olmadı. 

Vurulan tesislere gazeteciler ve vatandaşlar sokulmazken, ABD'li ve Suudi soruşturmacıların buralarda kanıt topladığı haberleri geldi.

Suudi kraliyetinin Aramco saldırısı soruşturmasına katılması için uluslararası uzmanları çağıracağı açıklamasına, ABD ile İran arasında arabuluculuk yapan Fransa icabet etti. Emmanuel Macron yönetimi, Suudi Arabistan'a uzman göndereceğini duyurdu. 

Bu arada Suudi Arabistan'ın ABD'den yüz milyarlarca dolarlık silah sistemleri almasına rağmen petrol tesislerini koruyamaması, Amerikan yapımı Patriot hava savunma sistemleri ve radarlarıyla ilgili soru işaretlerini artırdı.  

Güney Kore Devlet Başkanlığı'ndan Suudi Veliaht Prensi Selman'ın ülkesinin hava savunma sisteminin güçlendirilmesine Seul'ün yardımını istediğini duyurdu.  

Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in, Aramco saldırısı için geçmiş olsun ve destek telefonu açtığı MbS'nin talepte bulunduğunu bildirdi.

Açıklamaya göre tesislerin üçte ikisinin onarıldığını ve petrol üretiminin yüzde 100'üne 10 gün içinde dönüleceğini söyleyen Veliaht Prens, gelecekteki saldırıları önlemek için uçaksavar savunma sistemleri kurmalarına Güney Kore'nin yardımını talep etti.  

Ancak Güney Kore'yi Kuzey Kore bahanesiyle hava savunma sistemleriyle donatan da yine ABD.