Haberde, Sovyet denizaltılarına karşı koymak için önerilen bazı alternatifler aslında oldukça etkili olduğu, o zamanlar denizaltıların tespit edilmesi için kurulan ve sualtı mikrofonları ağından oluşan sesli tespit sisteminin hala kullanıldığı vurgulandı.
Diğer fikirlerinse komik ve çılgınca olduğuna dikkat çeken NI, denizaltıların başlıca savunmasının görünmezlikleri olduğu için bu üstünlüğün önüne geçilmesi amacıyla havadan, denizaltının konumunu tespit etmek için aracın gövdesiyle temas ederek gürültü çıkaracak olan mıknatısların atılmasının önerildiğini ifade etti. Habere göre ayrıca yapışan mıknatısların denizaltılardan sökülmesi için gereken zamanın Sovyet donanmasının muharebe yeteneğini azaltılacağı düşünülüyordu.
Habere göre NATO, İngiltere ve Kanada’nın katıldığı bir deniz tatbikatı sırasında bu fikri uygulamaya bile geçirerek, Kraliyet Donanması’na ait Auriga denizaltısına mıknatıs yağdırdı. Büyük bir gürültüyle denizaltının gövdesine yapışan mıknatıslar, denizcileri oldukça eğlendirmişti, ancak su doldurma ve tahliye deliklerini kapatan mıknatısların denizde alınması mümkün değildi ve ancak bir hafta sonra denizaltı, Kanada’daki Halifax limanında karaya çekildikten sonra mıknatıslardan arındırılabildi.
Okyanısa atılan esnek mıknatısların büyük bir gürültüyle bazı Sovyet denizaltılarının gövdelerine de yapıştığı belirtilen haberde, bu denizaltıların sefere devam etmek yerine çıktıkları limanlara geri döndükleri ifade edildi.
Habere göre Sovyetler Birliği donanması bazı denizaltılarını ‘geçici izne gönderebilirken’ NATO’nun ise böyle bir olasılığı bulunmuyordu, zira anti-denizaltı kuvvetleri mıknatısların yapıştığı denizaltılarla eğitim yapmakta zorlanıyordu. Sonuçta mıknatıslar, öngörüler doğrultusunda çalıştı, ancak eğitimdeki zorluklar nedeniyle yaygın bir şekilde kullanılamadı.