'UÇARI KAÇARI ÇOCUKLAR DEĞİL'
Olay gününü anlatan anne Ayar, "O akşam aradı beni saat 11.30'da. "Ben Tolgalar'da kalacağım" dedi. İzin verdim. Uçarı kaçarı çocuklar değil. Alkol alıyorlar mı almıyorlar mı bilmiyorum. Hiç bu alışkanlıklarını görmedim. İçtiği bir meyve suyudur ya da koladır. İçtiyse de içmiştir. Bir sataştıklarını, sarhoş hallerini görmedim. Sabah hastane polisi 06.00'da aradır. Babasının telefonunu aramışlar. Kızım açtı. 'Baba bir şey olmuş' dedi. Eşime eski polis memuru. 'Bir şey mi var söyleyin' dedi. Polisler 'bıçaklı yaralama var hastaneye gelmeniz gerekiyor, durumu kritik' demişler. Kalktık gittik dualarla" dedi.
'O SOKAKLAR YANKILANSIN İSTİYORUM'
Halit Ayar'ın teyzesi Ayten Yüksel ise katilin hafta sonucu cezaevinden izinli çıkmasına tepkisini dile getirerek, "Melek oldu. Kendimizi öyle teselli ediyoruz. Keşke o adamı bizim elimize verseler" dedi.
'DEVLETİMİZİN BUNLARIN ÜSTESİNDEN GELECEĞİNE İNANIYORUZ'
Baba Mehmet Ayar da "Bizim canımız yandı. Başkalarının canı yanmasın. Daha güzel kanun çıkarsınlar. Devletimizin bunların üstesinden geleceğine inanıyoruz. Allah devletimize zeval vermesin. Güzel kanunlar çıkarsınlar ki herkes huzur içinde yaşasın. Biz yandık başkaları yanmasın. Emirgan karakolunda 7.5 yıl çalıştım. Bu olaylara aşinayız. Biliyoruz. Metanetimi korumaya çalışıyorum. Soğukkanlılığımı bozmadım. Bozmak da istemiyorum. Yapacak bir şeyimiz de yok. Kolay değil çok zor. Bir yerde bir eksiklik var ama nerede var bilmiyorum. Halit ilk erkek evladımız. Babamın ismini koydum. Maalesef ömrü kısaymış. Halit çok başarılı bir çocuktu. Madalyaları var. Hocalarında aldığı ödülleri var. En son üniversitesinde yüksek onur listesine alındı. Bunu dahi söylemedi bize. Çok mütevazıydı. Allah bizden çok sevdi diyoruz. Başka bir şey diyemiyoruz maalesef" diye konuştu.