ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin son zamanlarda dayanıklılık bakımından birçok kez sınandığını yazan gazete, Türkiye’nin Rus S-400 füze savunma sistemlerini satın alması nedeniyle yaşanan ihtilafın ardından Cumhurbaşkanı Recep (Tayyip) Erdoğan’ın geçen Pazar günü komşusu Suriye’ye yönelik operasyon yapılacağını duyurarak daha da kapsamlı bir kavgaya zemin oluşturduğunu ifade etti.
'TEHDİTKAR AÇIKLAMALARLA BİRLİKTE SINIRA ASKERİ SEVKİYAT YAPILIYOR'
Türk ordusunun daha önce Suriye topraklarında varlık gösterdiğini, fakat tüm faaliyetlerinin Fırat’ın batısında gerçekleştiğini hatırlatan gazete, şimdi ise Ankara’nın aktivitelerini Fırat’ın doğusunu da kapsayacak şekilde genişletmeyi planladığını vurguladı.
Türkiye’nin YPG birliklerini ulusal güvenliğine yönelik tehdit olarak değerlendirdiği ve daha önce birçok kez örgütü sınır bölgesinden çıkarmakla tehdit ettiği belirtilen yazıda, ancak bu kez tehditkar açıklamalarla birlikte sınır bölgesine askeri sevkiyatların da yapıldığı vurgulandı.
WASHİNGTON DİPLOMATİK ÇÖZÜM İÇİN ÇABALARINI YOĞUNLAŞTIRDI
Alman gazete, YPG’nin Suriye’de IŞİD ile mücadelede ABD’nin en önemli müttefiki olduğunu kaydederek, Donald Trump yönetiminin Kürtlere gerekli savunmayı sağlamaya meyilli olduğunu, bu konudaki en önemli faktörün ise DSG’den 'Kürtlerin Türkiye'yle savaşmaları halinde Suriye'nin doğusunda IŞİD'lileri esir tuttukları hapishaneleri koruyamayacaklarına’ yönelik uyarısı olduğunu ifade etti (Kürtlerin yaklaşık 10 bin IŞİD’li esir tuttuğu biliniyor).
Washington’un konunun diplomatik yollardan çözmek için yoğun çaba harcadığına dikkat çeken gazete, Kürtlerin kontrol ettikleri bölgeyi sınırdan 5 kilometre çekmeyi kabul ettiklerini, fakat Türkiye’nin en az 30 kilometrelik bir güvenli bölge konusunda ısrar ettiğini belirtti.
'BÖLGEDEKİ GERİLİMİN TIRMANMA RİSKİ ÇOK YÜKSEK'
Alman gazete, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın planlanan operasyon ile ilgili açıklamalarının müzakere sürecini etkileme çabası olarak ta değerlendirilebileceğini, Türkiye’ningenelde olduğu gibi şimdi de maksimum baskı ve maksimalist talepler taktiğini kullandığını yazdı.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerinin sadece kuru tehdit olması ihtimalinin çok düşük olduğu ifade edilen yazıda, bölgedeki gerilimin tırmanma riskinin çok yüksek olduğunun altını çizdi.