Abdulkadir Selvi, Hürriyet'te "Kılıçdaroğlu’nun üç cümlesinden biri ne oldu?" başlığıyla yayımlanan yazısında "CHP’nin belediye başkanlarıyla yaptığı üç günlük kamp, Kılıçdaroğlu’nun ‘Akrabam bile olsa kapıya koyun’ sözleriyle başlamıştı. CHP Lideri üç günlük kampın sonunda da belediye başkanlarına benzer uyarılarda bulunuyor. Bunları paylaşacağım ama önce toplantının havasını, konuşulanları ve 25 yıl sonra İstanbul ve Ankara’yı kazanan CHP’li belediye başkanlarının havasını yansıtmak istiyorum" ifadesini kullandı.
"Toplantının ilk günü belediye başkanlarıyla iki buçuk saat süren bir çalıştay yapılıyor. Peki CHP’li belediye başkanları neyi önplana çıkarıyor? İlk iki başlığı paylaşacağım.
Birinci sırada imar sorunu çıkıyor.
İkinci sırada ise kaynak sıkıntısı geliyor.
Bu tespitler sıralandıktan sonra ne yapılıyor? Normalde iktidarın CHP’li belediyeleri çalıştırmadığı yönünde bir dil kullanılması lazım değil mi? Hayır, öyle olmuyor.
Önceden CHP oturup bunları tartışacak deseler burun kıvırırdık. Hiç de öyle değil. CHP’de bir zihniyet devrimi gerçekleşiyor. Belli ki yerel seçimlerde başarıyı getiren yaklaşımlar, seçim gecesi siyasetin gardırobuna kaldırılmamış. Belli ki geçmişte CHP belediyelerinde yapılan hatalardan ders çıkarılmış.
OY GEÇİŞLERİNE DİKKAT
Çalıştayda ’seçim süreçlerinde oy geçişleri’ başlığı altında bir sunum yapılıyor. Önemli başlıklarını paylaşmak istiyorum.
- Seçimlerde alınan oyların tamamı CHP oyları değil. İçinde ittifaktan gelen oylar da var. Ayrıca AK Parti’den gelen oylar da var. Ona göre hareket etmemiz lazım.
- Seçim sürecindeki kucaklayıcı dil, başarıda etkili oldu. Kucaklayıcı dili sürdürün. Türk’ü, Kürt’ü, muhafazakârı, tüm kesimleri kucaklayın.
- Seçmen tercihlerinde artık sert çizgiler ve ayrışmış bloklar yok. Tam aksine rahat geçişler var. Bu gerçeği dikkate alarak hareket edin, hatları derinleştirecek işlerden kaçının.
- Muhafazakâr kitlenin bir bölümü AK Parti’ye tepkili. AK Parti’nin oyları yüzde 37-38 seviyesine geriledi. Bu aşamadan sonra size çok büyük iş düşüyor. Sizin başarınız önümüzdeki süreci belirleyecek.
- İstanbul’da ikinci seçimin büyük bir farkla kazanılmasında AK Parti’nin aldığı hatalı kararlar etkili oldu. Seçimlerin iptali, Pontus tartışmasının başlatılması ve Öcalan mektubu gibi.
Sunum, ’bundan sonra nasıl davranılacağı’ konusunda iki önemli uyarıyla bitiyor.
- Vatandaş mazeret istemiyor. Sorunlarının çözümünü istiyor.
- Vatandaş ’Rakamlar beni ilgilendirmez, ben hizmet isterim’ diyor.
Yerel seçimlerden sonra Kılıçdaroğlu, ’89 travmasını yaşatmayacağız’ demişti. CHP onun için bu kez işi sıkı tutuyor. Genel Merkez’de oluşturulan ‘Eşgüdüm ve Koordinasyon Merkezi’nin amacı da bu. CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun,belediye başkanlarına merkezle ilgili bilgi veriyor. ’Amacımız sizin üstünüzde asla bir vesayet kurmak değil. İşinize müdahale etmek değil. Hukuki ve fikri olarak destek vereceğiz, bütçe performansı, vatandaş memnuniyeti, seçim vaatlerinin yerine getirilmesi, vatandaşların genel şikâyetleri gibi konularda 6 ayda bir genel başkana rapor vereceğiz’ diyor.
İMAMOĞLU’NDAN SEFERBERLİK BENZETMESİ
KILIÇDAROĞLU’NDAN LİYAKAT UYARISI
Şimdi gelelim Kılıçdaroğlu’nun toplantının sonunda yaptığı konuşmaya. CHP Lideri her üç cümlesinden birinde ’liyakat’ vurgusunu yapıyor. Liyakatli personel istihdamı konusunda belediye başkanlarına şahsi kredisini açıyor. ’Ben size şunu alın, bunu alın demiyorum. Liyakati esas alın. Akrabalarınızı alırsanız, bize ters düşmüş olursunuz. Yakınlarınızı belediyelerde işe yerleştirmeyin. İl başkanları, milletvekilleri adam yerleştirmek isteyebilir. Onlara ‘Genel başkanın talimatı var’ deyin, almayın. Örgüte bakmayın. Siz işinize odaklanın, liyakati esas alın. Başarısızlık olursa bedelini siz ödersiniz.’
Bir süredir CHP’yi dikkatli bir şekilde izliyorum. CHP artık o eski CHP değil."