Esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yapan sanıklardan Şamil Gülen, örgütün mahrem yapılanması içinde "asker imamı" olduğu ve bu kapsamda Ankara'ya gelip gittiği yönündeki suçlamayı kabul etmedi. Gülen, Ankara'ya hastanede yatan babasını ziyaret için geldiğini öne sürdü.
Genelkurmay Başkanlığıyla GSM hattı üzerinden yaptığı görüşmelere değinen Şamil Gülen, 10 yıldır çalıştığı telekomünikasyon firmasında, son 3 yıl askeri hatlardan sorumlu olduğunu, arıza meydana geldiğinde ilgili askerlerce arandığını ve arızanın giderilmesi için ekip gönderdiğini belirterek, askerlerle yaptığı görüşmelerin bu işle ilgili olduğunu iddia etti.
Örgütün yayın organlarına abone olduğunu soruşturmayı yürüten savcıya verdiği ifadede söylediğini aktaran Şamil Gülen, ByLock kullanmadığını öne sürdü, terör örgütü üyeliği suçlamasını da kabul etmedi.
TELEFONLARI BABASININ KULLANDIĞINI İDDİA ETTİ
Örgüte bağlı eğitim kurumlarında 2000-2008 arasında babasının ısrarıyla sigortalı olmak için çalıştığını savunan Tavus Bin Keysan Gülen, ABD ziyaretlerinin ise iş icabı olduğunu öne sürdü.
Sanıkların avukatı, müvekkillerinin örgütün elebaşıyla akrabalıklarından dolayı suçlandıklarını öne sürüp tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Müzakere arasından sonra hükmü açıklayan Mahkeme Başkanı Şükrü Çağlar, sanıklar Şamil Güler ve Tavus Bin Keysan Gülen'i, "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 12'şer yıl hapis cezasına çarptırdı.
Sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmedildi.