Avukat Atalay: Kazada yakınlarını kaybedenler darp edildi, bu insanlara hak mıdır, reva mıdır?

Geçen yıl 8 Temmuz'da meydana gelen 25 kişinin hayatını kaybettiği Çorlu tren kazası davasının ilk duruşması bugün gerçekleşti. Duruşma öncesi mahkeme salonu önünde bazı aileler ve basın mensupları 'salonun küçük olması' nedeniyle içeri alınmadı. İçeri alınmayan ailelerin protestosuna polis müdahale etti. Duruşmanın başlamasının ardından kısa bir süre sonra mahkeme heyeti davadan çekildi. Dosya Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne verildi.

RS FM'de yayınlanan Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına katılan avukat Can Atalay, duruşmada yaşananları anlattı. 

Polisin daha yürüyüşün başından itibaren müdahale etmeye başladığını söyleyen Can Atalay, "Adliye binasına girdik, sanki şüpheli bizmişiz gibi muamele gördük.  Duruşma salonuna girdik ama yargılamanın tarafı olan insanları polis barikatı ile dışarıda tuttular. Tutamazsınız dedik, kapı kilitlendi. Dışarıda yakını kalanlar kapıya yönelince mesele başka bir aşamaya geldi. Polisin çok sert müdahalesi ile karşılaşıldı. Aileler ciddi bir şekilde darp edildi. Bu insanlar yakınlarını bir tren kazasında kaybetmiş insanlar. Gaddarca bir muameleye maruz kaldılar. Anlaşılmaz bir gözü karalık, anlaşılmaz bir sorumsuzluk var. Duruşma kapısında avukat dövmek ne demek? Hırslarını alamayıp aileleri dövdüler. Bu insanlara hak mıdır, reva mıdır? Bir yerden bir yere varmak için trene biniyorsunuz ve göz göre göre gelen bir ihmal sonucu insanlar ölüyor. Karşılığı bu mudur? Kazada hayatını kaybeden bir bakan yakını da olabilirdi, bakanı da mı döveceklerdi?" diye konuştu.

Atalay mahkeme heyetinin çekilmesi ile ilgili olaraksa, "Biz mahkeme heyetini reddetmedik. Savcılık yargılamanın tarafı olan kişilerin ve avukatların dövülmesi girişiminin emrini verenler için suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesini istedi. Mahkeme heyeti de bu emri kendisinin verdiğini düşünüyor olacak ki meseleyi üzerine alındı ve dosyadan çekildi" açıklamasını yaptı.

'BEN İKİ GÜN RAPORLUYUM, KAZAZEDELERDE DARP İZLERİ VAR'

Kazada anne ve babasını kaybeden İsmail Kartal ise yaşananları şöyle anlattı:

"Salonun küçük olduğu önceden iletilmişti. 400'ün üzerinde yaralı var. 25 inan canını kaybetmiş. 130 kişilik bir yer ayarlanmaya çalışılıyor. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değildi.  Adliye kapısına geldiğimizde dar bir koridorda kimlik tespiti için o kadar insanı bir yere sıkıştırdılar. Avukatlar, baro başkanları itiraz etti. Ama mahkeme heyeti bizimle ilgilenmedi. Bir kısım insanı içeri aldılar. Ben müşteki olmama rağmen avukatlarımın bir kısmı ile dışarıda kaldım. Kazazedeleler, basın mensuplarının bir kısmı da dışarıda kaldı. Kapı içeriden kilitlenmişti. Bu hukuka aykırı bir durum. İçeridekiler bizim de girmemiz için mahkemeye baskı yaptı. Bir arbede yaşandı. Ben iki gün raporluyum. Sol kaburgamda ezilme var. Kazazedelerde de darp izleri var."

'ACILARIMIZLA BAŞ BAŞA KALDIK'

Kartal, mahkeme heyetinin çekilmesi ile ilgili olaraksa, "Mahkeme heyeti biz davadan çekiliyoruz dediler. Biz bugünü bekliyorduk. En azından hesap soracağımız 4 kişi vardı. Bu mahkeme nasıl ertelenir? Tahmin etmediğimiz bir muamele, bir uygulamayla karşılaştık. Şu anda tamamen acılarımızla baş başayız. Boşlukta kaldık. Hepimiz perişan olduk" diye konuştu.