Nagehan Alçı, Abdullah Öcalan’la İmralı’da görüşen ve Öcalan’ın HDP’ye ‘tarafsız kalın’ mesajı gönderdiği mektubunu okuyan Doç. Ali Kemal Özcan’la yaptığı görüşmeyi Habertürk’teki köşesine taşırken, konuyla ilgili Rudaw TV‘ye de konuştu. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Dolmabahçe Sarayı’ndaki basına kapalı görüşmesiyle ilgili açıklamalar yapan Alçı “Yeni bir süreç, Öcalan’ın da devrede olacağı ve arada çözüm sürecindeki aktörlerin olmayacağı yeni aktörlerin olacağı bir süreç. Burada da Erbil yönetiminin, Barzani yönetiminin rolü olacak” dedi.
Barzani’nin Türkiye ziyaretinin zamanlamasının “çok önemli ve iyi düşünüldüğünü” belirten Alçı, “Dün akşam Abdullah Öcalan’ın bir mektup yazdığının açıklanmış olması da doğru zamanlamaya denk gelmiş gibi görünüyor. Abdullah Öcalan’ın Türkiye’de yeni bir süreç başlayacağını ve devrede olacağını, YSK’nın İstanbul’da yeniden bir seçim kararı aldığı, Öcalan’ın uzun süreden sonra avukatlarıyla görüşmesinin basına yansımasıyla birlikte aşağı yukarı tahmin edebiliyorduk” diye konuştu.
‘ÖCALAN’IN VE ERBİL’İN ROLÜ OLACAK’
Abdullah Öcalan’ın HDP tabanına sandığa gitmeme çağrısı yaptığını öne süren Alçı, sözlerine şunları ekledi:
“Tabii bu çağrının üzerinin örtülmeye çalışıldığını avukatların aracılığıyla akademisyen Ali Kemal Özcan’ın açıklamasıyla birlikte mecbur kalan HDP cephesi ve Öcalan’ın avukatlarının da mesajı biraz muğlaklaştırarak, kendi tabanlarına Ekrem İmamoğlu mesajı verdiğini görüyoruz. İlginç bir süreç. Bu seçimin iktidar açısında da elbette bir seçim dinamiği var ama Kürt meselesinin sadece İstanbul seçimlerine indirgemenin hem haksızlık olacağını, hem büyük resmi görmemiz açısından yanlış bir yere bizi sevk edeceğini düşünüyorum. PKK’nın yeniden bir süreçle ki bu yeni bir çözüm süreci olmayacak.
‘ÇÖZÜM SÜRECİ DEĞİL’
Çok güvendiğim güvenilir kaynaklardan teyit aldığım çözüm süreci değil. Çünkü devlet, çözüm sürecinin psikolojik olarak çok yıpratıldığını, manipülatif hale geldiğini düşünüyor haklı olarak, ama yeni bir süreç Öcalan’ın da devrede olacağı ve arada çözüm sürecindeki aktörlerin olmayacağı yeni aktörlerin olacağı bir süreç. Burada da Erbil yönetiminin, Barzani yönetiminin rolü olacak. Biliyorsunuz bağımsızlık referandumu sonunda Ankara-Erbil ilişkileri çok gerilmiş ve uzun zamandır da herhangi bir görüşme olmamıştı. Kısa zaman öncesine kadar Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Neçirvan Barzani ile bir görüşmesi olmuştu. Onu da bu çerçevede düşünmemiz lazım”.
Bu pazar sonuç ne olursa olsun seçimin atlatılacağını belirten Alçı, “Bu süreçte Türkiye’nin en yakıcı meselesi olan Cumhurbaşkanlığı, yeniden bir sayfa açmak, yeniden bir sürece girmek istiyor ve burada da elbette diyalog içinde olacağı yapıcı ilişkiler içinde olacağı Erbil yönetimi olarak öne çıkıyor diyebiliriz” diye konuştu.
Ankara ile Erbil’in ilişkilerinin iyi olmasının iki taraf için de yararlı olacağını söyleyen Alçı, ifadelerini şöyle sürdürdü:
“Erbil’in son 10 yılına baktığımızda Türkiye’nin desteğini gözardı edemeyiz. Yatırımlara baktığımızda Türkiye’nin hinterlandı gibi gelişmiş bir bölge ama aynı zamanda Türkiye açısında da Erbil’le ilişkiler önemlidir. Her şeyden önce içimizde çok ciddi artık biz olmuşuz, yıllardır birlikte ve eşit anlamda yaşadığımız ve yaşamamız gereken bir Kürt nüfus var ve onların kardeşleri, akrabaları Erbil’de Irak’ın Kürdistan Bölgesi’nde yaşıyorlar. Dolayısıyla birbiriyle ayrılamayacak coğrafyalar bunlar”.
‘TÜRKİYE’NİN ERBİL’E İHTİYACI VAR’
Ortadoğu’nun yeniden dizayn çabaları olduğunu kaydeden Alçı, şöyle dedi:
“Şu anda Suriye’de Amerika ve Rusya’nın çatıştığını görüyoruz. Burada Kürt yönetimi ve Ankara’nın iyi bir işbirliğinin olması her halükârda iki taraf için de ilişkilerin kuvvetlendirilmesi açısından önemli görünüyor. Irak, Kürdistan Bölgesi’nin ekonomik anlamda Türkiye’ye yüzde 100 ihtiyacı var. Referandum sonrası süreçte Erbil’in nasıl bir sıkıntı çekildiğini ekonomik olarak bölgenin nasıl boğulduğunu gördük. Dolayısıyla burada karşılıklı olarak birbirini güçlendiriyor. Ama ekonomik alana geldiğimizde tabi ki Türkiye’nin Erbil’e ihtiyacı var. Ama Erbil’in Türkiye’ye çok çok daha fazla ihtiyacı var.”
