31 Mart'ta İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı'nı kazanan ancak 6 Mayıs'ta mazbatası geri alınan Ekrem İmamoğlu, 23 Haziran için yürüttüğü seçim çalışmaları kapsamında bugün Şişli'de muhtarlarla bir araya geldi.
- Birileri gibi 'Bu sorun belediye başkanlarının sorunu değil' diyemeyiz, 200 bin insanımıza iş imkanı yaratacağız.
- İstanbul'da kırsal mahallelerimizi analiz ettik. Bu kentlerle tarımsal işbirliği kuracağız. Tüketiciye doğrudan satış imkanları sağlayacağız. Sanki değersizmiş gibi gözüken bu mahallelerimizde arıcılık, süt üretimi gibi faaliyetlerde bulunacağız. Bu köylerimizde turizmin gelişmesini de sağlayacağız. Halk-Süt'ü kuracağız. Bu mahallelerde üretilen sütü bizzat biz satacağız. Yoksul ve ihtiyaç sahibi kesimlere, özellikle öğrencilere süt dağıtımı yapacağız. Kuracağımız mahalle mutfakları olacak. Vatandaşın ucuz ve gıdaya erişiminde önemli rol üstlenecek. Bunlar bölge esnafıyla uyumlu olacak. Açıldıkları mahallelerde günlük yemek masrafını çözümleyecek ve ev kadınlara yönelik istihdam imkanı yaratmış olacağız.
- İl Eylem Planı hazırayıp uygulama ve takibini yapacağız hep birlikte. Sizler, gençleri korumak ve kollamak için en baş aktörlerimiz olacaksınız. Bir başka sorun da mülteci sorunu. En çok etkilenen şehirlerin başında da İstanbul geliyor. Bu konu çok yanlış yönetildi. Mülteciler bu kadar memleketin içine dağıtılmaz. Bir şehrin popülasyonuyla, nüfusuyla bu kadar oynanmaz. Kayıtlı sadece 547 bin Suriyeli göçmen var. Yani il nüfusumuzun 100 kişiden 4'üne yaklaşan bir oran. Mahalle ölçeğinde sizlerin yaşadığı sorunları da biz biliyoruz.
- Özellikle Esenyurt'ta, Küçükçekmece'de, Bağcılar'da, Sultangazi'de, göçmenlerin yaşadığı birçok ilçede çatışmalar yaşanmaya başlandığını biliyoruz, görüyoruz. Mahallelerimizin sokak biçimi, yaşam biçimi değişiyor. Sürdürülemeyen politikalar bizi ne yazık ki bu noktaya getirdi. Savaştan kaçan insanları yalnız bırakmak elbette bizim istediğimiz bir şey olamaz. Ancak İstanbul'daki vatandaşımızın iç huzur ve güvenliğine mal olmasına da müsaade edemeyiz. Belediyenin bugüne kadar ne bir sözü, ne kalıcı bir politikası olmuştur.
- Bir başka husus kentsel dönüşüm. Ben 'kentsel dönüşüm' dediğimde insanların saçları diken diken oluyor. 15 yıldır konuşulduğunu bildiğimiz mahalleler var. Ancak bu bir rant aracına dönüştü ve vatandaşlarımız mağdur edildi. Biz bu konuyu sizlerle, vatandaşlarımızla, üniversitelerimizle, uzmanlarımızla ele alacağız. Yaşanan anlaşmazlıklarda uzlaştırıcı, aracı, vatandaşın temsilcisi olma rolün muhtarlarımızın üstlenmesini istiyoruz.
- KİPTAŞ kurumumuzla birlikte kimseyi mağdur etmeyen, herkes için nitelikli ve sağlıklı kentsel alanlar oluşturmayı hedefleyen bir süreci hayata geçireceğiz. Vatandaşlarımız 'proje yarım kalır, anlaşma feshedilir, evsiz kalırım' korkusuyla hareket etmeyecek. Çünkü vatandaşlarımızla biz muhatap olacağız.
- Biz bu süreci yaşamak istemezdik. Ama bunun en yakın şahitlerinden biri sizlersiniz. Bu zarfı sayan sandık görevlileri var ya, onları en iyi siz biliyorsunuz. O zarftan çıkan muhtarlarımızın oyu pırıl pırıldı. Belediye meclis üyeleri de pırıl pırıldı. İlçe başkanlarında da sorun yok. Tek büyük sorun İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı idi. Niye biliyor musunuz? İşlerine gelmedi. Bir avuç insan öyle kibirli bakıyorlar ki, muhtarlık gibi belediye başkanlığının da milletin emaneti olduğunu unuttular. Şahsi mülkleri gibi bakıyorlar. Hukuk gaspı sonrası İstanbul'da bir hizmet kesintisi yaşandı.
- İnanıyorum ki önümüzdeki hafta, çok çalışarak, sizleri sürecin içine katarak, sizleri asil demokrasi unsurları olarak kabul ederek çok daha mutlu bir İstanbul için birlikte yol yürümeye devam edeceğiz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile vatandaş arasındaki en sağlam köprülerden bir tanesi sizler olacaksınız. Sizlerin varlığıyla, sizlerin o ağabey, abla bakışıyla vatandaşın tüm sorunlarını anlatabildiği bir insan olarak sizlerin varlığıyla sizlere söz veriyorum ki 23 Haziran'dan sonra her şey çok güzel olacak.