16 yaşında tutuklanan Serhat Tuğan hakkında 1991’de eski Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesine göre ‘ülke topraklarından bir kısmını devlet hakimiyetinden ayırmaya matuf silâhlı eylemde bulunmak’ suçundan idam cezası istemiyle dava açıldı. Diyarbakır 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi 1992 yılında ‘silahlı örgüt üyeliği’ suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezasına hükmetti. Dönemin Yargıtay 9. Ceza Dairesi ise 1994 yılında kararı bozarak, 125. maddeden ceza verilmesi gerektiğini ifade etti. Bunun üzerine Diyarbakır 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi de aynı yıl Tuğan’a müebbet hapis cezası verdi.
TANIKLAR ‘BASKI ALTINDA İFADE VERDİK’ DEMİŞTİ
Avukatı ve kardeşi Rojbin Tuğan Kalkan, 2008 yılında başvuru yaparak yargılamanın yenilenmesini talep etti. Başvurusunda, Tuğan’ın hiçbir silahlı eyleme katılmadığı, bu nedenle örgüt üyeliği suçundan ceza verilmesi gerektiğini ifade etti. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, talebi reddetti.
Adalet Bakanlığınca 2015’te yapılan başvuru üzerine yapılan incelemede, Tuğan’ın silahlı eyleme katıldığını iddia eden tanıklar, o tarihte baskı altında ifade verdiklerini anlattı. Bir tanık da, iki köy korucusunun öldürülmesinden Tuğan’ın sorumlu olmadığını anlattı.
BAKANLIK KARARINA RAĞMEN MAHKEME REDDETTİ
Bakanlık “Sanık müdafiinin iddialarının yargılamanın yenilenmesi yolu ile değerlendirilebileceği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir” kararını verdi ve Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin 29 Ocak 2009 tarihli kararını bozdu.
Ancak mahkeme bu kararı dikkate almayarak yeniden yargılama talebini reddetti. Adalet Bakanlığı 29 Temmuz 2016’da ikinci kez yeniden yargılama yapılmasına dair karar vermiş, dosya Yargıtay 16. Ceza Dairesinde görüşülmeye başlanmıştı.