23 Haziran'da 16 milyon İstanbullunun kazanacağını söyleyen İmamoğlu, "Biz bunları söylerken onlar ne diyor? Bakın, ben hak, hukuk, adalet diyorum. Onlar Pontus diyor. Gülelim ne olur. Ben israf, tasarruf diyorum. Onlar Yunan diyor. Ben huzur diyorum. Onlar terörist diyor. Kardeşim ben paylaşalım diyorum, iyileşelim diyorum, buluşalım diyorum, onlar Konstantinopol diyor İstanbul'a. Allah bu bir avuç insana akıl versin. Yav şaşırmışlar" diye konuştu.
İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"Eğer bir yerde çocuk, genç, kadın bu kadar çoksa, orada umut var! Sıkıntılarınızı biliyorum, çözüm olmaya geliyoruz. En önemli sorun işsizlik, onu da biliyoruz. Yakın çevresinde çocuğu, genci, kadını işsiz olan kim var desem herhalde hepiniz el kaldırırsınız. İstanbul'da neredeyse 3 gençten birisi işsiz. Açlık sınırının altında yüz binlerce insanımız var. Biz bu şehrin, bu kentin ekonomisini düzeltmeye, bu şehirde işsizlere iş bulmaya geliyoruz.
'BU ŞEHRİN NİMETLERİNİ YİNE BU ŞEHRİN İNSANINA DAĞITACAĞIZ'
"Bakın bu ülkede 8 milyon işsiz var, tencere kaynamıyor. Bu kardeşiniz pazar pazar geziyor. Bu kardeşiniz pazarlardaki hanımefendileri de tanır, gençleri de tanır. Onlar pazarlara gidemezler, fiyatlarla yüzleşemezler. O sıkıntıları göremezler. Üretemiyorlar.
"Değerli hemşehrilerim, güzel insanlar, sizlerle beraber düşünmeye, üretmeye, sizlerin 'tenceremiz boş' feryatlarınızı duymaya geliyorum.
"Bu şehrin kaynaklarına en büyük düşman israf. Bu iki kelimeyi hiçbir zaman unutmayalım. İsrafa son, tasarruf var tasarruf. İsrafa asla müsade etmeyeceğiz. Bu milletin kaynaklarını çarçur edenlere asla fırsat tanımayacağız. 23 Haziran'dan sonra bu kardeşiniz size söz veriyor bu şehrin nimetlerini adam gibi kullanırsak, insanca harcaksak göreceğiz ki bu şehir herkesi mutlu edecek bir şehir.
'BİZİM PARTİYLE İŞİMİZ YOK, BİZ PARTİZANLIĞI BİTİRMEYE GELİYORUZ DEDİK'
"Geçmişte hangi partiye oy verirse versin herkes bizim kardeşimiz. Ben iki partinin ittifakının adayıyım. Biliyorum. Ben CHP'nin evladıyım, bunu herkes biliyor. Ancak ne dedim, partizanlığı bitirmeye, bu şehrin her insanını eşitlemeye geliyorum. Bahsettikleri şey parti ülkesi, öyle bir şey yok. Bu durumdan AKP'li hemşehrilerimin de memnun olmadığını biliyorum. Bu meydanda AKP'li dostlarım da var biliyorum, HDP'li dostlarım da var, Saadet Parti'li dostlarım da var biliyorum. Bu şehrin insanına, bana oy veren veren/vermeyen diye bakanlar var.
"Bu şehrin insanlarına ben şöyle bakıyorum, -hatta biliyorsunuz onlara oy vermeyenlere terörist demeye kalktılar- bu şehrin 16 milyon insanı benim kardeşim kardeşim! Herkes benim kardeşim. Ben bu şehirde yaşayan herkesi, bütün siyasi partilere oy verenleri, hangi yaşamdan olursa olsun, hangi inançtan olursa olsun, Türkmüş, Kürtmüş, Lazmış, Çerkesmiş, kardeşim kardeşim. Biz bu şehrin nimetlerini, belediyenin ekonomisini, herkesle, 16 milyon insanla paylaşacağız.
'ALLAH BU BİR AVUÇ İNSANA AKIL VERSİN'
"Biz bunları söylerken onlar ne diyor? Bakın, ben hak, hukuk, adalet diyorum. Onlar Pontus diyor. Gülelim ne olur. Ben israf, tasarruf diyorum. Onlar Yunan diyor. Ben huzur diyorum. Onlar terörist diyor. Kardeşim ben paylaşalım diyorum, iyileşelim diyorum, buluşalım diyorum, onlar Konstantinopol diyor İstanbul'a. Allah bu bir avuç insana akıl versin. Yav şaşırmışlar. İçlerinde bazıları çığırtkanlık yapıyor. Bu söylediklerimizi her gün dile getiren insanlar var. Bir bakıyorsunuz il başkanları konuşuyor, milletvekilleri konuşuyor, bakanları konuşuyor, genel başkan yardımcıları konuşuyor. Yani bunlara Allah akıl versin diyorum ya, vallahi versin. Ben bunları yaparken rakibimiz ne yapıyor, bunlara eşlik ediyor, bazen de susuyor.
"Allah şahit siz de şahit olun. Bu kardeşiniz hiçbir gün kötü söz söylemeyecek. Bu davranışı yapanlara hep birlikte sevgiyi, saygıyı öğreteceğiz. Aynı zamanda erdemli olmayı öğreteceğiz. Devletini sevmeyi, milletini sevmeyi, herkese eşit davranmayı öğreteceğiz.
"Değerli dostlarım, size eşitlikte ilgili bir örnek vereceğim. Biliyorsunuz İstanbul'da Saadet Partisi'nin adayı var. Necdet Gökçınar. Bir oğlunu sırf bu süreçte borsadan işten çıkardılar. Biliyorum ki bu süreçte yine rakibimizin bir diğer çocuğunu büyükşehir belediyesinin İGDAŞ kurumuyla iş yapıyor, sözleşmesi var, sözleşmesini iptal etmişler. Yani o bir avuç diyor ki 'bizden olmayan yaşayamaz'. Ben İstanbul'da 16 milyon insanı yaşatmaya geliyorum. Bunların ne yazık ki vicdanları yok oldu. Ne yazık ki akılları da yok oldu. Ama biz 16 milyon insanı yaşatmaya geliyoruz.
'BİZE ÇAY GETİREN, GÖTÜREN İNSANLARA BİLE HESAP SORDULAR'
"Buradan bir mesaj da büyükşehir belediyesinin 82 bin çalışanına vermek istiyorum. Bu kardeşiniz, vicdan sahibi olmayan, haktan hukuktan anlamayan insanları 23 Haziran'da gönderecek, 82 bin kardeşine de sahip çıkacak. 18 gün görevde kaldık ya, bize çay getiren, götüren insanlara bile hesap sordular. Kardeşim bunlar orada çalışıyordu, yine çalışacak. Biz her şeye sahip çıkmaya geliyoruz.
"18 günde yaptıklarımızı biliyoruz değil mi? Öğrencilere ulaşımda indirim yaptık. Sadece dini bayramlarda olan ücretsiz taşımayı resmi ve milli bayramlara da taşıdık. Aynı zamanda şeffaflığı getirdik şeffaflığı. Faturalarınızı kontrol etmişsinizdir. Suya indirim yaptık suya. Esenyurt'ta Kemal Deniz Bozkurt kardeşimle çok güzel işler yapacağız. Esenyurt'un kadınlarını iş hayatına katacağız. Esenyurt'un çocukları için kreş hamlemizi burada başlatacağız. Gençlerin işsizlik sorununu çözmek için ilk istihdam ofislerimizden birini Esenyurt'ta çalıştıracağız. Aynı azmanda biz Esenyurt'ta en önemli sorunlardan biri olan çevre sorununu, yeşil alan sorununu sevgili başkanımızla beraber yeşilliğe sahip bir Esenyurt yaratacağız. Bu ilçenin tapu mağdurlarını biliyoruz, mağdur olan insanlarla iş birliği yapacağız. Özellikle bazı mahallelerde uyuşturucu, bağımlılık sorunu olduğunu biliyoruz. Bu konuda İstanbul'un birçok semtinde olduğu gibi beraber seferberlik başlatacağız.
'MÜLTECİ DOSTLARIMIZ, MÜLTECİ OLDUKLARINI BİLECEK'
"Duanın değeri çok büyük, içinizden gelen o güzel duaları benimle paylaşmanız çok önemli. Bakın ben çok beğendiğim bir sözü sizinle paylaşmak istiyorum. Ebu Hanife demiş ki 'İnsanın tek bir gücü vardır, o da muktedir olan Allah'a duasıdır'. Ey millete muktedirlik taslayanlar, anladınız siz. O yüzden dua edin, dua etmekle kalmayın, konuşun, konuşun! Cesur çocuklar konuşacak, cesur kadınlar konuşacak, bu ülkenin umudu cesur gençler konuşacak. Konuşun, sadece şunu yapın, sakın ha sakın hakaret yok, kimseye kötü laf yok, güzel sözlerle, ahlaklı sözlerle konuşun. Bu milletin bir avuç insana esir olacak aklı yoktur. Bu milletin hep vicdanıyla taşıdığı, aklıyla birleştirdiği bir ruhu vardır. O da 'tam bağımsız Türkiye' ruhu.
'16 MİLYON İSTANBULLU KAZANACAK'