Deniz Zeyrek, Sözcü'de "En zayıf halka gençler" başlığıyla yayımlanan yazısında "31 Mart 2019 günü yapılan yerel seçimlerde İstanbul'da 10 milyon 560 bin 963 kayıtlı seçmen vardı. Bu seçmenlerin sadece 8 milyon 866 bin 614'ü sandığa gitti. Bu da 1 milyon 694 bin 349 kişinin sandığa gitmediğini gösteriyor" hatırlatmasında bulundu.
Zeyrek şöyle devam etti:
HDP seçmenlerinin kayda değer bir bölümü de bütün çabalara rağmen sandığa gitmedi. AK Parti'nin katılımı artırabilmesi, pahalılık, işsizlik gibi ekonomik koşullar başta olmak üzere, ülkede yaşanan sorunlar nedeniyle partiye küsüp bilinçli bir şekilde sandığa gitmeyen seçmenlerini ikna etmesine bağlı. O da zor görünüyor. Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül, Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Haşim Kılıç gibi geçmişte AK parti'ye hem siyasi hem ideolojik destek veren isimlerin partiye koyduğu mesafe artık alenileşti
AK Parti'nin küskün seçmenleri partinin kurulduğu yıllardaki hedeflerinden uzaklaştığını savunan bu isimlerin kaygılarını paylaşıyor ve tavrını sürdürüyor. CHP'nin ise yoksul kesimlerde ve orta sınıftaki seçmenleri seferberlik havasında. ‘Her şey çok güzel olacak’ sloganı bu kesimlerin diline pelesenk olmuş vaziyette. Sandıklarda görev almak isteyen gönüllülerin sayısı şimdiden 200 bini bulmuş. Sandık gönüllülerine eğitim verecek olan insanların sayısı bin civarında.
Buna karşın, hukuksuzluk, sandık güvenliğinin sağlanmaması, siyasi partilerin umut vermemesi gibi gerekçelerle sandıktan umudunu kesmiş, siyasetten soğumuş beyaz yakalı seçmenler sandığa gitmiyor. Beyoğlu'nda, Şişli'de, Beşiktaş'ta 5 seçmenden biri sandığa gitmemiş ve bunların önemli bir bölümü CHP seçmeni. CHP'nin onları ‘bakın kazanabiliyoruz’ mesajıyla ikna etmeyi hedeflediği anlaşılıyor. 400 bin üniversite öğrencisi göç edecek
Tatilciler, kendi imkanları ile gelip oy kullanıp dönebiliyor. Ancak öğrenciler için İstanbul'a gelip dönmek hem ekonomik, hem lojistik açıdan sıkıntı olabilir. Öğrencilerin bu durumunu önceki gün iftarda buluştuğumuz Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ve Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt ile konuştuk. Hepsi, ihtiyaç hasıl olduğunda oy kullanmak için İstanbul'a gelmek isteyen herkes için bir yol bulacaklarını söylüyor. Ancak hepsinin de geçmiş deneyimler nedeniyle bu amaçla yapılacak bir kampanyanın suiistimal edileceği endişesi var.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile dün sabah yaptığımız görüşmede, Kaftancıoğlu da benzer bir açıklama yaptı. Geçmişte suiistimaller olabilir ama bu yıl, her oy bu kadar önem kazanmışken, CHP'nin en çok oy aldığı yaş aralığından olan o gençleri sandığa taşıması elzem gibi görünüyor. Sahada İmamoğlu avantajlı CHP ve Ekrem İmamoğlu, sahada hala avantajlı. Belki de son 17 yıldır ilk kez CHP'nin adayı gündem belirliyor ve AK Parti arkasından gidiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin su, taşıma ücreti gibi konularda vaatlerini hayata geçirmesi, İmamoğlu'nun artı hanesine yazıldı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ‘Ekrem İmamoğlu olarak değil ‘CHP adayı' diye seslenin’ talimatı vermesi, medyanın bu talimata hemen uyması da İmamoğlu'nun isminin İstanbul'da ne kadar öne çıktığını gösteriyor. Diğer taraftan, CHP propaganda stratejileri kadar seçmeni sandığa götürebilme, sandığın ve sayımın güvenliğini sağlama gibi konularda da geçmişte görülmemiş kadar motive olmuş. Bu alandaki operasyonu yürüten Canan Kaftancıoğlu, 23 Haziran'da hem seçmenleri sandığa götürme, hem sayım ve birleştirme sonuçlarını kısa sürede bir merkezde toplama konusunda güvence veriyor. Kaftancıoğlu, AK Parti'ye de ‘Ne yaparlarsa yapsınlar, kaybetmeyi öğrenecekler’ mesajı veriyor."