Deniz Zeyrek, Sözcü'de "Yaz kararnamesi endişesi mi?" başlığıyla yayımlanan yazısında "YSK'nın İstanbul seçimlerinin iptali istemiyle AK Parti'nin yaptığı başvuruyu sonuçlandırmasına kısa bir süre kala ilginç gelişmeler yaşanıyor" görüşünü dile getirdi.
Zeyrek şöyle devam etti:
Siz ne derseniz deyin, bu 'eşzamanlılık' hiç tesadüf gibi durmuyordu. Zaten konuyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Yavuz, hem şaşırmadıklarını, hem kendilerinin de suç duyuruları için çalıştıklarını söylüyordu. Yavuz'un basın toplantısında yaptığı açıklamaların hiçbiri bende 'Bu detay sonucu etkiler, iptal getirebilir' duygusu yaratmadı.
ŞİKAYETÇİ İLÇE SEÇİM KURULLARI
Ancak, İstanbul'da Anadolu yakasında 3 ilçede başlatılan 32 soruşturma ve 100'den fazla ifade alma işlemi, durumun değişebileceğini düşündürdü. Zira suç duyurularının bir bölümünü AK Parti ile MHP, geri kalanını da sandık sayımlarında suç şüphesi olacak durumlar bulunduğu gerekçesiyle İlçe Seçim Kurulu Başkanlıkları yapmıştı.
Bu şu anlama geliyordu: Suç duyurusu yapan ilçe seçim kurulu başkanlıkları, bizzat belirledikleri bazı sadık kurulu yöneticilerinin sandık kurulu yöneticisi olma vasıflarını taşımadığı ve sandık sayımlarında 'görevi kötüye kullanma' ve 'seçim kanununa muhalefet' suçlarını işlediğine dair şüphe duymaya başlamış.
TAYİN ENDİŞESİ
Bu soruya yanıt ararken, bir yargı mensubu ilginç bir detay paylaştı. Seçim kurullarında hakimlerin bulunduğuna, başkanlığı da en kıdemli olanın yaptığına dikkat çeken kaynağım, İstanbul'da seçim kurullarında görev yapan hakimlerin tayin edilme endişesi yaşamaya başladığını söyledi.
Yargı camiasındaki atamaları takip eden bir Ankara gazetecisi olarak onlara özel bir kararname çıkmayacağını düşünüyorum. Ancak, biraz soruşturunca, kaygının Haziran ayında gündeme gelecek yaz kararnamesi ile ilgili olduğunu öğrendim. YSK İstanbul seçimini iptal etse de etmese de Hakimler Savcılar Kurulu'nun açıklayacağı yaz kararnamesinde İstanbul'daki seçim kurulu üyesi hakimlerin durumuna detaylıca bakmakta yarar olacak."