MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, partisine yönelik eleştirilere yaptığı açıklama ile cevap verdi.
Yalçın, "Bölücü terör örgütü mensuplarınca Hakkari'de şehit edilen Sözleşmeli Er Yener Kırıkçı için Ankara'nın Çubuk ilçesinde düzenlenen cenaze töreni sırasında meydana gelen olaylar, her bakımdan ders ve ibret verici olmuştur" dedi.
"Törende CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik protestolar dolayısıyla derhal MHP'yi suçlayan, hafızaları nisyan ile malul ve önyargı şampiyonu CHP'liler geçmişten birkaç misal hatırlarlarsa akılları başlarına gelecektir. Geçmişte bazı bakanlara şehit cenazelerinde gösterilen tepki, şimdi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na ve CHP'lilere gösterilmiştir. Dönemin siyasileri maruz kaldıkları bu tepkilerin halktan geldiğinin bilinciyle genellikle üzerine fazla gitmemiş; hazımlı, sabırlı ve mutedil davranmışlardır.
Bu protestolara o zaman tepki vermeyen, hatta hükümetin aldığı tepkiler karşısında kıs kıs gülen CHP'liler, şimdi aynı şey liderlerinin başına gelince avaz avaz bağırmakta, çırpınmaktadır. CHP'liler, ortalığı yatıştıracak yere yangına körükle gitmektedir. Seçimlerde aldıkları birkaç belediye başkanlığıyla ellerine fırsat geçmiştir ve bu siyasi çıkar amacıyla alabildiğine kullanılmak istenmektedir. 'Artık seçim atmosferinden çıkılmalı, Türkiye'nin meselelerine odaklanılmalı' diyenlerin şimdi hala seçim sonuçlarından çıkan tabloyu köpürtmeye çalışmaları manidardır. Demek ki samimi değillerdir. Demek ki 'Millet ittifakı' bunların dillerinin ucundadır, yüreklerinde değildir. Sayın Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları hem sorumsuzluk hem de ucuz kahramanlıktır."
'KONUNUN BİR DE BAŞKA VEÇHESİNE BAKMAK LAZIMDIR'
"Konunun bir de başka veçhesine bakmak lazımdır" diyen Yalçın, şunları kaydetti:
Çubuk'ta yaşananlar, MHP'ye fatura edilmeye çalışılmaktadır. Lakin işin aslı başkadır. 'Bu bir tertiptir' diyenler halkın tepkilerini, duygularını, acılarını küçümsemekte, göz ardı etmektedir. 'PYD'yi terörist örgüt olarak görmüyorum. Selahattin Demirtaş'ın politik duruşunu beğeniyorum' diyen kafayla şehit cenazelerinden siyasi rant elde etmeye, üstelik şehit ailelerinin ve halkın hissiyatını yok saymaya çalışan zihniyet aynıdır. Hem şehit ailesine başsağlığı dilemek hem de Selahattin Demirtaş'ı övmek ikiyüzlü bir siyasettir. Şehitlerimizin katilleri ile omuz omuza hareket edip milletin acılarını anlamaya çalışmayıp görmezden gelenler için halk nezdinde elbette bunun bir karşılığı olacaktır. Meseleyi yatıştırmak yerine yangına körükle gidenlerin kendileri yanacaktır. Rüzgar ekenler, fırtına biçecektir.
'ELBETTE BU TÜR AŞIRI TEPKİLER ONAYLANAMAZ'
'KENDİSİNİN AYAKLARI YERE Mİ DEĞDİ, BAŞI GÖĞE Mİ ERDİ?'
Sayın Kılıçdaroğlu, önceki günkü konuşmasında beka kelamı etmiştir. Kendisinin ayakları yere mi değdi, başı göğe mi erdi, emin değiliz ama umarız beka meselesinden ders çıkarır ve Türkiye'ye yönelik tehditleri ciddiye alır. CHP yanlış hesap yapmamalıdır. Yanlış hesap milletten döner. CHP, küçük hesaplar uğruna şehit cenazelerindeki olayları politize ederek siyaset sofrasına katık etmekten kaçınmalıdır. CHP, sorumlu ve yapıcı politika yapmalı, rekabeti husumete çevirmekten imtina etmelidir."
Cumhur İttifakı'nın milleti ayrıştırdığı, nefret dili kullandığı söylemlerine ilişkin de Yalçın şunları söyledi:
'PARTİMİZ ALEYHİNDE ALGI OPERASYONU YAPIYORLAR'
Onlar için Türkiye'de siyasi bir gelecek yoktur. Oy oranını ciddi surette arttırarak, belediye başkanlığı sayısını ikiye katlayarak yüzde 18,81 oranını yakalayan ve milletimizin yüksek teveccühüne mazhar olan MHP'nin ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı dil kullanmakla itham edilmesi maksatlıdır, kötü niyetlidir. Halkı kutuplaştırma söz konusu olmadığı gibi; AK Partilisi, MHP'lisi, CHP'lisi Türkiye'nin dört yanında gündelik hayatını bin yıllık geleneklerinden taviz vermeden, barış içinde sürdürmektedir. Kars'tan Iğdır'a, Erzurum'dan Konya'ya, İzmir'den İstanbul'a kadar her yerde toplumsal barışın temelleri sağlamdır. Bu temellerin harcında Milliyetçi Hareket'in 50 yıllık kutlu mücadelesinin, verdiği şehitlerin mübarek kanı vardır. Ülkücü şehitler Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü, milletimizin bakası uğrunda canlarını seve seve vermişlerdir. Aynı ruh, yine Türkiye'nin bakası için nöbette, serhat ve sınır boylarında dimdik ayaktadır. Ama kimi siyasetçiler ve onları medyada destekleyen yalaka takımı, MHP'yi kutuplaşma söylemiyle, cenazelere katılanları tahrik etmekle suçlayarak partimiz aleyhinde algı operasyonu yapmaktadır.
'BU GİDİŞ, GİDİŞ DEĞİLDİR'
Şehit cenazelerindeki tepkilerin faturasını Cumhur İttifakı'na ve özellikle de MHP'ye çıkarma çabası alçakçadır. CHP yanlısı birtakım gazetecilerin 'Fırsat bu fırsat' diyerek algı çalışmasına soyunması da dikkatlerden kaçmamaktadır. CHP üç beş belediye alınca bitleri kanlanan bir takım solcu gazeteciler aşka gelmiştir. Nerede bir kıvılcım çıkıp yangına dönüşse bunlar kalemlerini ve dillerini pis bir körük gibi kullanarak alevleri harlandırmaya çalışmaktadır. Bazı gazeteci taslaklarının Sayın Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırıdan Sayın Cumhurbaşkanı'nı ve Sayın Bahçeli'yi sorumlu göstermesi de bu kabil rezil provokasyonlardandır. 31 Mart'ın sarhoşluğuyla alabildiğine şımarık ve fütursuz hareket edenlere biz şimdiden hatırlatalım. Bu gidiş, gidiş değildir. Böyle frensiz, vitessiz ve son sürat gidenler, bariyerlere toslar. Milletin tepkileri hafife alınmamalıdır. Şapkadan tavşan çıkarırcasına her şeyden provokasyon ve tertip çıkarmaya çalışılmamalıdır. Herhangi bir vatandaşın anlık taşkınlığından örgütlü ve maksatlı hareket üretme gayretinden vazgeçilmelidir. Asıl kutuplaştırma, asıl ayrımcılık buradadır.
'TOPLUMSAL BARIŞIN ALTINI OYAN ASIL KİRLİ POLİTİKA BUDUR'
Toplumsal barışın altını oyan asıl kirli politika budur. Tekeden süt sağma hevesinden vazgeçilmelidir. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, son günlerdeki açıklamalarıyla Gezi ve 1 Mayıs atmosferini oluşturmaya dönük bu gürültücü çabalar karşısında kamuoyuna uyarıda bulunmuştur. Sayın Genel Başkanımızın devlet adamlığı sorumluluğunu aksettiren ikazları sürecektir. Ayrıca MHP olarak kötü niyetli maksatlı yazarçizer takımının peşini bırakmayacak, söylediklerinin ve yazdıklarının takipçisi olacağız. Faturanın MHP'ye çıkarılmasına izin vermeyeceğiz. Her konuda kamuoyunun nabzını elde tutacağız. MHP'ye ve onun saygın Lideri Sayın Devlet Bahçeli'ye saldırarak kendi kirli siyasetleri örtmeye çalışanların kirli tezgahlarını başlarına geçireceğiz. Barış, adalet, demokratikleşme, insan hakları gibi göz boyayan bahanelerle PKK'nın siyasi temsilcilerini aklamaya çalışan çirkin siyaseti, onu sergileyenlerin yüzüne vurmaya devam edeceğiz. PKK'nın kanlı eylemlerini, cinayetlerini, bebek katillerini, hendek siyasetini unutturmayacağız."