Seçimlerin üstünden bir hafta geçmesine rağmen İstanbul'da kazananın ismi hala açıklanmadı. Yeniden sayım talepleri birbiri ardına gelirken seçimlerin yeniden yapılması da konuşulmaya başlandı. CHP Anayasa Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Seyr-i Sabah programında bu talepleri gerekçesiz ve delilsiz olarak nitelerken, seçimin yeniden yapılmasının hukuksuz sayılabileceğini dile getirdi:
"298 sayılı kanun, seçimlerle ilgili genel hükümleri düzenleyen kanun. 112. maddesi seçimlerle ilgili itiraz işlemlerini düzenliyor. Tabi ki herkesin itiraz hakkı vardır ama bunu yapacaksanız delillerini göstermeniz gerekir diyor. Kanunlar genel hükümleri düzenler biz bunun nasıl uygulanacağını yargı kararlarına bakarız. Bu maddeyi yorumlarken delil ve gerekçe nedir diye baktığımızda YSK kararlarına bakıyoruz. 2014 seçimlerinde Ankara ile ilgili karar gündeme geliyor. Mansur Yavaş'ın adaylığı sırasında itiraz ettik. Birçok şeyi ispat ettik o zaman: Sandıkta tutanaklar birbiriyle çelişiyordu, birçok sandıkta seçmen sayısından fazla oy kullanıldı. Geçersiz oyların geçersizlik sebepleri yazılmamıştı. 2908 adet sandıkta resmi mühür bulunmuyordu. Bu kadar çok delile rağmen bunlar yeterli değildir denmesine rağmen YSK bunları kabul görmedi. İstanbul'da gerekçesiz ve delilsiz itirazlarından dolayı bir haftadır birçok üyemiz, seçmenlerimiz oy çuvalları başında nöbet tutuyor. Her gün tekrar tekrar sayım yapılıyor ama sonuç değişmiyor, Ekrem İmamoğlu başkan olmaya devam ediyor.
İlk başta bizim oy farkımız 24 bin civarındaydı. Önce maddi hataları olan tutanaklar düzelince 20.388 oldu. AKP genel başkan yardımcısı 30 binden 16 bine düştüğünü iddia ediyor ama öyle değil. Sayımlar başladıktan sonra fark düştü. İlçelerden bilgiler geliyor bize. İki tür geçersizlik sebebi var: Birisi logonun üstüne mühür basılması. Oy verirken pusulalar siyah beyazdı. Bunun üstüne basılınca sayım hızlı olunca sandık görevlileri bunu fark etmiyor. İkinci sebep de şu: İki büyükşehir pusulası zarftan çıkıyor. Bunun gerekçesinin yazılması lazım. Fazla çıktığının da yazılması lazım. Ama bütün bu pusulalar bir araya getirilerek paketlenmiş. Bir sandıktan iki pusula çıkınca bunlar geçersiz değil hesaba katılmayan olarak değerlendirilmiş ve ortak olarak paketlenmiş. İki AKP'ye oy çıkınca bunlar ilk atıldığında geçersizken iki geçerli oy olarak sayılıyor.
Sandık kurullarının oluşmasıyla ilgili usulsüzlüklerden bahsediliyor bir de seçmen kayıtlarından. Bu kadar geçersiz oyun oluşması bizde geçersizlik hissi uyandırıyor da deniyor. Ama diğer bahsettikleri gerekçeler normal şartlarda geçerli olabilirdi. Ama bir hak kullanılırken bunun kötüye kullanılmaması gerekiyor. 38 ilçede sayımın yenilenmesi Büyükçekmece'de seçimin yenilenmesi isteniyor. Bunların kararı bugün oluşacak. Son günlerde Türkiye'nin seçim kurullarının çok iyi çalıştığını iddia ediyorlardı. Türkiye'de dünyanın en güvenli seçimlerinin yapıldığını iddia ediyorlardı. Bu tüm oyların sayımı konusundaki talepler delilsiz ve gerekçesizdir YSK kararlarına aykırıdır. Biz hukuk varmış gibi davranmak zorundayız. Çünkü ne kadar kötüye gidebileceğinin ucu yoktur. Biz kazanımları sonuna kadar korumak zorundayız. YSK eğer tüm oyların sayımına karar verecekse bizim diğer yaptığımız başvurulardan çok daha kötü bir durum olduğunu kanıtlamak zorunda.
Biz yeniden seçim ihtimalini düşünmek istemiyoruz. Seçmen kararını verdi. ‘İstanbul'da siz ülkede ekonomik sorunlar varken kadınlar sokakta güvenle dolaşamazken, gençler eğitim alamazken beka sorunu diyorsunuz. Bu gerçekçi değil' dedi seçmen. Biz istiyoruz ki kentin gerçek sorunlarıyla ilgilenip çözümler üretelim. Biz sokağa çıkınca AKP'ye oy veren veya bize gönülsüzce oy veren seçmenle konuşunca çok iyi tepki alıyoruz. Artık olgunlukla seçmenin bu kararını karşılamalı seçmen diyorlar. Bizim her tür ihtimale hazırlıklarımız var. Ama hiç kimsenin bunu hukuki ve siyasi olarak ülke ve İstanbul'a yapacaklarını düşünmüyoruz. AKP içinde de bu inatta bulunan kişilerin aslında İstanbul konusunda parti açısından kötü kararlar alıp bunda direten, seçim bitince kendini kurtarmak için bu söylemlere giren kişiler olduğunu görüyoruz.
Bu seçime bu koşullarda girmekten pişman değiliz. Sadece YSK değil bu medyada uygulanan sansür, seçmenlere uygulanan baskı, belediye meclis üyesi adaylar terörist diye nitelendi. Bu kadar baskıya medyanın terörist ilan etmesine karşı, seçim kurullarına karşı yine de kazanmış olmanın tadını alıyoruz. Bundan mutluluk duyarken de intikam duygusu yaşamıyoruz. Biz artık bir seçim kuruluna veya mahkemeye gidince bu ülkede adalet var bir haksızlığa uğradıysam benim hangi ırk, cinsiyet ve partiden olduğuma bakmadan karar alsın istiyorum. Ben Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasını en kısa zamanda alacağına inanıyorum. Bu yaşananlar bazı kişilerin siyasi kariyerinin inadı. Bu sadece CHP'ye değil AKP ve Binali Yıldırım'a da zarar veriyor. Aynı şekilde ülke imajına da zarar veriyor. Bu zararın artırılacağını zannetmiyoruz. Artık bu inat bitsin ve seçimi kazanan tescil edilsin. 6 ilçede oyların tamamı sayılıyor. Bir kısmında geçersiz oylar sayılıyor. Nüfusu fazla olan yerlerde bu sürebilir. Bu kadar uzamayacak mazbata verilecektir diye düşünüyoruz."
