Nagehan Alçı, Habertürk'te "Yoksa ufukta 2 Haziran İstanbul seçimleri mi var?" başlığıyla yayımlanan yazısında "31 Mart akşamı, sandıklar kapandıktan kısa bir süre sonra, saat 18 sularında Habertürk TV'de yayına başladık. Sevgili Didem bana söz verdi. Ben de ilk olarak 'Gecenin ve önümüzdeki günlerin başlığını şimdiden atmam istenirse İstanbul meydan muharebesi manşetini atarım' dedim" hatırlatmasında bulundu.
"Şüphesiz çok iddialı bir sözdü ancak yaptığım tüm analizlerde İstanbul seçiminin kafa kafaya geldiği sonucu çıkıyordu. Elbette taşlı sopalı bir kavgayı kast etmiyordum ama çok büyük bir siyasal çekişme ve gerilim yaşanacağı bana göre açıktı" diyen Alçı, şöyle devam etti:
BİR HAFTADIR DEVAM EDEN İSTANBUL MEYDAN MUHAREBESİ
Maalesef ülkemiz son 1 haftadır siyasi anlamda İstanbul meydan muharebesini yaşamaya devam ediyor. Çok gerilimli bir seçim gecesinin sonunda, geçen hafta bu sabah İmamoğlu lehine fark 30 bin kadardı.
Şu an sayı 16 bin civarında hatta Ali İhsan Yavuz'a göre 14 bin kadar. Hâlâ iki parti örgütü arasında kıyasıya mücadele yaşanıyor. Yeniden sayımlar sürüyor.
DÜĞÜM NASIL ÇÖZÜLECEK?
Bu hafta sonu iki gün yazı yazmadım ve hem AK Parti hem CHP tarafının önemli yetkilileriyle görüşerek tezlerini dinledim. YSK'ya yakın kaynaklarla da konuştum. İçinde olduğumuz İstanbul çıkmazını ya da düğümünü çözümlemeye çalıştım.
Benim gördüğüm gidişata göre, Yüksek Seçim Kurulunun kararı doğrultusunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri 2 Haziran 2019 tarihinde yenilenebilir.
Sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın ve Büyükşehir Belediye Meclisi'nin belirlenmesi bazında bir seçim, YSK kararıyla tekrarlanacak gibi gözüküyor. Tahminim bu yönde.
2014'TE YALOVA'DA YAPILDI
İÇİM DARALIYOR
İstanbul seçimlerinin 2 Haziran 2019'da yeniden yapılacağı tahminini üzülerek yapıyorum. İçim daralıyor bu yazıyı yazarken. Zira bu seçimin, özellikle ekonomik olarak ülkemize zarar vereceği kanısındayım. Sandık yorgunu bir toplumuz ama buna rağmen biz İstanbullular bir seçime daha gireceğiz büyük olasılıkla.
31 Mart seçimlerini İstanbul açısından her iki tarafı da dinleyerek analiz ettiğimde-iki taraf da kusura bakmasın- şu manzarayı görüyorum: Türkiye'nin vahim seviyedeki kutuplaşması ve kazanmak için her yolun mübah sayılması kültürü, 31 Mart İstanbul'una damga vurmuş.
Her iki partinin İstanbul teşkilatı da, seçimin kafa kafaya geçeceğini düşündüğü ilçelerde, bazı hanelere 35-40 kişiyi doldurmuş gibi gözüküyor. AK Parti CHP'yi, CHP ise AK Parti'yi suçluyor ama hanelere usulsüz insan doldurma numaraları gördüğüm kadarıyla birbirine benziyor.
CANAN KAFTANCIOĞLU KONUSUNDA HERKES YANILDI
Kaftancıoğlu İstanbul İl Başkanı seçildiğinde Halk TV ve Kemalistler dahil olmak üzere medya kendisine çok yüklenmişti ama Canan Hanım'ın çok başarılı bir teşkilatçı olduğu bu seçim sürecinde ortaya çıktı. Objektif olarak bunu kabul etmeliyiz.
AK PARTİ'NİN REHAVETİ
AK Parti ise 31 Mart günü iktidarda olmanın verdiği rehavetle sandık başlarında aşırı seviyede özensiz ve dağınık bir manzara çizmiş. Böyle bir savrukluk akıl alır gibi değil. Parti teşkilatlarında derin bir ruh ve heyecan kaybı olduğu çok açık. CHP ise tam tersi çok istekli ve heyecanlı durumda.
Sandık başında AK Parti aleyhine yapılan işlemler konusunda parti görevlileri ayakta uyumuş. Seçim sonrası süreçte çok ön plana çıkan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz organize usulsüzlükten bahsediyor. Fakat partinin oylarını buharlaştıran o evrakları imzalayan da bizzat AK Partili müşahitler.
AK PARTİLİ GÖREVLİLER O EVRAKLARI NİYE İMZALADI?
Fakat CHP'lilere bu durumu sorduğunuzda şunu söylüyorlar: Madem durum anormal, o halde bütün o evrakları AK Partili görevliler niye imzaladı?
Medyada kimsenin beklemediği şekilde CHP örgütleri İstanbul seçimlerine gerçekten çok iyi hazırlık yapmış. İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu ile Kaftancıoğlu sıkı bir işbirliği kurmuş.
ÖZGÜR ÖZEL'İN AÇIKLAMASI
Özel, böyle tuhaf bir açıklamayı nasıl yaptı? AK Parti'nin eline böyle bir kozu nasıl verdi? 17 bin oyun kaydırıldığını önceden biliyor muydu? Anlayabilmiş değilim…
AK Parti, Özgür Özel'in bu açıklamasından hareketle, bilinçli usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle, YSK'ya seçimin tekrarlanması talebiyle gittiğinde çıkacak sonuç şaşırtıcı olmayacaktır."