"Büyük şehirlerde, politik İslam'ın güçlenmesinden ve laik devletin önemli başarılarını yok etme çabalarından dolayı duyulan yorgunluk ve hayal kırıklığı büyüyordu. Genel olarak, laikliğİ savunan tüm politik güçler her zaman büyük şehirlerde güçlüydü. Bunların başında İstanbul ve Ankara geliyor. Bu, şimdi de AK Parti destekçilerinin kökünü hafifçe kesmiş oldu. Ama elbette bu şehirleri kazananların tümüne Kemalist demek de doğru değil. Millet İttifakı'nın tüm üyeleri Atatürkçü değil. Onlar öncelikle ülkenin laik olarak gelişmesinden yana kişilerdir. CHP ve genel olarak Millet İttifakı destekçilerini şimdi daha çok Türkiye'nin Avrupa yoluna olan ortak bakışları birleştiriyor".
'SONUÇ CHP'NİN İSTANBUL GİBİ ŞEHİRLERDEKİ KONUMUNU GÜÇLENDİRDİĞİ ANLAMINA GELMİYOR'
"Zira zaferini ilan eden ve seçmenlere teşekkür eden Binali Yıldırım'ın, 4 binlik oy farkı vardı. Oyların yüzde 2'si daha sayıldıktan sonra tamamen farklı tablo ortaya çıktı, bu sefer rakibi Ekrem İmamoğlu'nun 24 binlik oy farkı oluştu. Bu tür dalgalanmalar ve böyle minimum üstünlük, CHP'nin bu şehirlerdeki konumunu güçlendirdiği ve genel olarak halkın desteğini aldığı anlamına gelmiyor".
İstanbul'da 250 bin bültenin tahrip edildiğine işaret eden Nadein-Rayevskiy, "Yani itirazlar ve davalar için büyük bir faaliyet alanı var. Bu sebeple iktidardaki Ak Parti'nin YSK'ya başvurmasında şaşılacak bir şey yok" ifadelerini kullandı.