AK Parti tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterilen Binali Yıldırım, dün Habertürk TV'de Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı.
Yıldırım'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
'PARTİMİN GÖSTERDİĞİ HER MAKAM BENİM İÇİN ŞEREFTİR'
'BEN İLK BASIN TOPLANTIMDA İSTANBUL'U ANLATACAĞIM DEDİM'
Biz yerel seçime gidiyoruz. 7 Ocak'ta ilk basın toplantımı yaptım. İstanbullulara nasıl bir kampanya yapacağımı anlattım. İttifaklarla seçime gidiyoruz, ümit ederim ki genel siyaset, yerel siyaseti gölgelemez dedim. Şartlar ne olursa olsun İstanbul'u konuşacağım dedim. Buna da sadık kaldım. Bunun partimizin politikalarıyla uyuşmaması diye bir şey yok. Diğer konuları bilmediğim anlamına gelmez. Ben Başbakanlık yaptım. Bunu kendi güzergahından çıkarmak bu şehirde yaşayanlara haksızlıktır.
'İSTANBUL KENDİSİNİ BÜYÜTÜRSE TÜRKİYE EKONOMİSİ DE BÜYÜR'
'ŞİMDİ İSTANBULLULARIN KARŞISINA 4.0 OLARAK ÇIKIYORUZ'
'BU MİMARİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ŞEY OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM'
'BUNA KARŞI BÜTÜN GÜCÜMLE DİRENECEĞİMİ SÖYLEYEBİLİRİM'
'SİPARİŞ ÜZERİNE RANTA KARŞI SIFIR TOLERANS GÖSTERECEĞİM'
Bizim New York'ta Türk Evi'ni yıktık, 2 sene bekledik. Hava hakkı var. Hepsine para verdik. Onlar hayali olarak bina yaptığını farz ediyorlar. Rantı onlara dağıtıyor ondan sonra başlayabiliyorsunuz. Şehir bir rant üretecekse herkesin ve kamunun menfaatine olmalı. Sipariş üzeri birisine rant üretecek işler konusunda sıfır tolerans olacağını söyleyebilirim.
'RAYLI SİSTEM HEDEFİ GERÇEKLEŞTİĞİNDE LONDRA'YI GEÇİYORUZ'
'BEN İSTANBULLULAR'A AKAN VE KATLANILABİLİR TRAFİK VADEDİYORUM'
Bizden önce Boğaz'dan geçiş 2 taneydi, bizimle 5 tane oldu. Şunu vadediyorum İstanbullulara, kim 'Ben İstanbul trafiğini yüzde 100 çözerim' diyorsa buna inanmayın. Ben akan ve katlanılabilir bir trafik vadediyorum. Bunun yolu metro. Şu anda metronun payı yüzde 18. Biz bunu yüzde 48'e çıkaracağız. Yüzde 30 artmış olacağız. Yollardan yüzde 30 trafiği çekmiş olacağız. Her gün 36 dakika erken eve gideceksiniz anlamına geliyor. Yıllık 22 milyar lira bir kaybı var bunun bize. Bu parayı başka işlerde kullanacağız. TEM'in altıyla sahil arasında nüfusun yüzde 80'i yaşıyor. Bu bantta yapacağımız projelerle vatandaş evinden çıkıp 750 metre her yöne gittiğinde bir metro istasyonuna erişebilecek, ölçü bu. Bu yeter mi, yetmez. Bu işin omurgası. Buna ilave şu anda yollar otopark olarak kullanılıyor.
'İKİ METRO AĞININ BULUŞTUĞU YERE OTOPARKLAR YAPILACAK'
'AKILLI ŞEHİR UYGULAMALARINI GENÇLERLE YAPACAĞIZ'
Elimizde her gün milyonlarca bilgi toplanıyor, insanlara ve şehre ait. Bu bilgileri biz işleyemiyoruz. Akıllı şehir yönetiminde, akıllı trafik sistemi de var. orada gelecek nesnelerin internetini kullanarak trafik idare edilecek. Işığa bakacak, araca bakacak, birbiriyle tutturuyorsa hadi geç diyecek. Orada beklemenin anlamı yok. Yeşil dalga hareketi diye ifade edilebilir. Bunların hepsi yazılım, kodlama, veri analizi, veri sentezini gençlerle yapacağız. Gençlere benimle kanka olmaya var mısınız dedim. Gençler bilişimin içinde doğdu. Onlar dijital yerli, sen ben dijital göçmeniz. Onlar zaten akıl terini dökecek kapasiteleri var. Onlara fırsat sunacağız. Bayrampaşa'da kuracağımız teknoloji üssüyle beraber gençler buraya gelecekler, bir kısmını belediye olarak akıllı şehir uygulamalarıyla istihdam edeceğiz. Buna yılda 500 milyona kadar girişim sermayesi aktaracağız. Bir kısım da kendi projelerini ortaya koyacaklar, sermayesi olanlarla onları buluşturacağız.
'İSTANBUL'DA FİBER AĞINI 100 BİNE ÇIKARACAĞIZ'
'BUNU BU DÖNEM YAPMAZSAK TEKRAR İKİNCİ LİGE RAZI OLURUZ'
Şehir daha sonra bunu yapmak için büyük maliyet öder. Hollanda'da, Fransa'da yapıyorlar. Buradaki iş dönüp dolaşıyor nesnelerin iletişimine bağlı. İnsanlar araçları yönetiyordu, şimdi başka araç aracı yönetecek. Burada insan aklı yine yönetici olacak. Bunun için fiziki altyapının tamamen gözden geçirilmesi lazım. Yeni nesil akıllı araçlar var. Birden küt diye durdu. Bunu algılıyor ve yapıyor. Bu artık normal akışa dönecek. O kadar sistematik bir şey ki, biz bunu metrobüs araçlarına uygulasak kapasite yüzde 50 artıyor. Hiçbir şey yapmadan. Onların mesafeleri otomatik oluyor, durağa gelişleri otomatik ayarlanıyor. İnsanı ortadan kaldırdığınızda. Aslında siz aksine bir şey demedikçe kurgulanmış bir aptal. Devamlı aynı şeyi yapıyor. Bunu İstanbul hak ediyor. Mutlaka başarmamız lazım. Bunu yapmazsak bu dönem ikinci lige razı olmamız lazım.
'ÇÖP AYRIŞTIRMADAN YAPILAN TASARRUFU ULAŞIMDA KULLANACAĞIZ'
Seyahat harcaması düşük gelir grupları için bayağı büyük. Başlangıçta öğrenciler için bunu yapmak kolay. Çöp ayrıştırma var. Pilot olarak metrolarda yapılıyor. Bunu bütün hanelere yayacağız. Geri dönüşümden elde edilen parayı öğrencilerin seyahat ücretlerine kredi olarak yükleyeceğiz. Yüzde 40'a varan bir indirim söz konusu. Bunun hesabını yaptık. Bu metrolarda yaygınlaştırılması, toplu ulaşımın daha fazla kullanılması esasında doğal olarak bize tasarruf sağlıyor. Bunu destek olarak toplu ulaşımı kullananlara vermeyi planlıyoruz.
'ARTIK ÇÖP AYRIŞTIRMA İŞİNİ EVLERİN KENDİSİ YAPIYOR'
'İSTANBUL'UN PROJELERİ KENDİ KENDİNİ FİNANSE EDECEK DURUMDA'
Bu kravatın bende özel anısı var. Anlatmayayım. Karar verdim her televizyon programında bunu kullanıyorum. Bu kadar fark edilmediğini bilmiyordum. Hayatım boyunca para birinci sorunum olmadı. Türkiye'nin sorunu iyi proje yok. Her proje kaynağını mutlaka bulur. Ama biz çok konuşuyoruz. Projeleri önceden hazırlamıyoruz. Şartlar bizi zorluyor, alelacele başlıyoruz. Proje finansmanı konusunda hiçbir problem yok. Toplam 5 milyar dolar İstanbul Belediyesi için büyük bir rakam değil. Kaldı ki bunların alternatif finansman modellerini de bulmak mümkün. İstanbul'un bu konudaki kredisi iyi. Genel bütçeden de daha iyi diyebilirim.
'SUDA METREKÜP BAZINDAN KİŞİ BAZINA GEÇECEĞİZ'
'İSTANBUL'DA DOĞALGAZDA YÜZDE 10 İNDİRİM YAPABİLİRİZ'
Yüzde 40 indirim. Tamam yapalım da nereden finanse edeceğiz. İETT destekleniyor. Suyu destekle, gazı destekle, ulaşımı destekle, İstanbul'un temel yatırımlarını neyle yapacağız? En pahalı hizmet olmayan hizmettir. Onun için sürdürülebilir olması çok önemli. Burada verimlilik, rasyonaliteyi gözardı etmemek lazım. Bunlara dikkat edeceğiz. İlk yaptığımız hesaplara göre doğalgazda yüzde 10 indirim yapılabilir. Elektrikle ilgili sorunumuz var. İstanbullu ciddi anlamda elektrik tüketimi var. En fazla abone İstanbul'da var.
'ELEKTRİK BİZİM İŞİMİZ DEĞİL AMA BU KONUYLA İLGİLENECEĞİM'
Toplam elektrik faturası 2 lira ise 1 lira lüzumsuz maliyet var. İstanbul Belediyesi'nin yetkisinde değil ama bunun için uğraşacağım. Bu rahatsızlık beni ilgilendirmez hükümetin işi diyemem. 7 milyon üzerinde abone var. Hükümetimiz, Cumhurbaşkanımız bir karar aldı. Şu anda 4 kişilik bir aile için 150 kilovata kadar 80 TL devlet karşılıyor. Gelir testinden geçemeyen sosyal destek alan aileler.
Yaklaşık 2,5 milyar dolar veya 14,5 milyar lira borç söz konusu. 14.6 milyar borcu var. Borçlanma kapasitesi herhangi bir ekonomik dengesizlik olmayacak kadar 13 milyar daha borçlanma kapasitesi var. Dolayısıyla sıkıntılı bir durum yok. Şehir içi trafik günden güne artıyor. Mahmutbey gişelerindeki yığılma herkesin dikkatini çekiyor. Başbakan iken Bakana talimat vermiştim. Şimdi artık geçerken yukarıda taklar var, oradan okunarak geçiliyor. Şunu da gözden geçirme zamanı geldi. İstanbul'un girişleri buradan başlıyor.
'SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZLA 25 YILDIR BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ'
'BENİM TARZIM BU. KONUŞURKEN İSTEKSİZ GİBİ ANLAŞILIYORUM'
Çok samimi söyleyeyim, istemediğim bir işi bana kimse yaptıramaz. Seve seve İstanbul'a hizmet etmek için varım. Benim tarzım bu. Konuşurken isteksiz gibi görüyor insanlar ama ben soyadım gibi iş yaparım. Kararı hızlı veririm, hızlı yaparım. Kars'ta bir çağrı merkezi açmıştık. Bana dediler ki, hadi ilk çağrıyı sen karşıla diye. İstanbul'dan biri arıyor, bir şey soruyor. Ben de cevap veriyorum. Yahu kardeşim dedi başka adam bulamamışlar mı? Yokuşa sarmış gibi konuşuyor. Sonra ben Başbakan deyince çok mahçup oldu, kusura bakmayın dedi, bilemedim dedi. Bunu isteksizlik gibi algılamak fevkalade yanlış.
'İSTANBULLULAR GİT DERSE GİDERİZ, YOKSA HİZMETE DEVAM EDERİZ'
Bunu söylemekten çok hoşlanmıyorum ama. Bu İstanbullular bana güvenecekler, arkamdan gelecekler, destek verecekler. Ondan sonra onları yüzüstü bırakacağım. Bu benim ahlak ve siyaset anlayışıma yakışmaz. Hak vaki olmadıktan sonra İstanbullular git derse gideriz aksi takdirde hizmete devam ederiz.
'KAYIKÇI KAVGASI ETMENİN BİR ANLAMI YOK'
'20 DÖNÜMDEN FAZLA TOPLANMA ALANI YAPMAMIZ GEREKİYOR'
Şu anda İstanbul'un 30 bin ila 50 bin arasında yapı stoku birinci dereceden depreme karşı riskli. Tam sayıyı bilen yok. Bunların ivedilikle dönüşüme tabi tutulması lazım. Diğer yandan acil olarak yapılması gereken toplanma alanlarının yetersizliği. Toplanma alanları da aşağı yukarı 20 kilometre karelik bir alana ihtiyaç var. Yani iki tane Beyoğlu. 20 bin dönümden fazla. 2 bin hektar. Dolayısıyla bu alanların oluşturulması birinci konumuz. İkinci konumuz da dönüşüm. Dönüşümün önünde en büyük sorun. Dönüşüm yaparken insanların ellerinde mevcut haklarından geriye düşmemesi.
İki daire varsa iki daire istiyor. Nasıl yapacaksınız? Bu mümkün değil. Acıbadem'de deprem dönüşümü yapıldı. Dairem vardı 150 metrekare, 80 metrekareye düştü. Biz belediye olarak hakem rolünü oynayacağız ve tarafları müteahhitlerle vatandaş arasında hakemlik yapacağız. Bir tip sözleşme ortaya koyacağız. Bunu yapacak firmaların mali, mesleki ve teknik yeterliliği var mı yok mu, onları akreditasyondan geçirip belirleyeceğiz. Finansmanı için bir model düşünüyoruz.
'DASK SİSTEMİNİ DEPREM DÖNÜŞÜMÜNDE KULLANABİLİRİZ'
'BU PROJE BİTTİĞİNDE BİZİM METROBÜSE İHTİYACIMIZ KALMAYACAK'
Gebze Halkalı banliyösünde 41 durak var. Eski banliyö hattı. Bu hat metrobüsle paralel bir hattı. Söğütlüçeşme-Beylikdüzü arasında paralel hat. Bu banliyö hattını, Marmaray'ı insanlar kullanırsa metrobüsün sıkışıklığından kurtulmuş olur. Sertifika vermeden açamazsınız. Sinyalizasyon firması çalışabilir diye size belge veriyor. Bunlar uluslararası firmalar. Diyelim ki hata arıza olur ama sistem kendi kendini kilitliyor. Bu konuda bakanla konuştum. Hangi safhalardan geçtiğini anlattılar. Tabii ki insanların içi rahat olması lazım. Bizim bu proje bitiğinde metrobüs diye bir ihtiyacımız kalmayacak. Ama 3-4 sene beklemek lazım.
'KUZEY ORMANLARI YEŞİLLE, MARMARA'NIN MAVİLİĞİNİ BİRLEŞTİRECEĞİZ'
'YEŞİL KORİDORLAR BİRLEŞTİRİLİNCE EKO SİSTEM OLUŞACAK'
Ekrem Bey bir miktar Beylikdüzü'nde yapmış. Öyle çaldı, aldı anlamında yorumlamayı nahoş bir şey olarak değerlendiriyorum. Kim yapacaksa o yapacaktır. Önce mahallelere her 200 metrede ulaşabilecek küçük de olsa park yapacağız. O mahalle parklarından semt parklarına geçiş olacak. Hepsinin nüfus nüfus nerede yapacağımız yazılı. Sonra millet bahçeleri var. Birlikte yeşil koridorlar birleştiriliyor ve böylece bir eko sistem oluşturuluyor. Yeşille yaşam birarada oluyor. En kolayı bu. Keyifle yapacağımız bir iş.
'KANALİSTANBUL BİR SU YOLU VE MİLLİ GÜVENLİK PROJESİDİR'
Kanalistanbul bir su yolu projesi sıradan bir proje değil. Bizim milli güvenlik projemiz. Kendini finanse edecek bir proje. 10-12 milyar dolara malolacak. Ona ihtiyacımız var. Boğazdan 140 milyon ton geçiyor. 78'i hatırlarsınız, Indepentenda gemisi kazası. 1 hafta millet evine giremedi. Camlar patladı. Dünya kadar mesafede işitildi. Hepimiz perişan olduk. Burası bir su yolu projesidir. Boğazdan başka boğaz yok. Bu proje mutlaka olacak. Karadeniz'den Marmara'ya akış, oradaki ekolojik yapının etkilenmesi, yıllardır bunların hesabı yapılıyor. Üniversitenin raporları bir bölü 100 binlik, bir bölü beş binlik planlar.
'İSTANBUL SURLARI BAŞTAN SONA YÜRÜNEBİLİR HALE GELECEK'
Cemil Topuzlu Açıkhava tiyatrosunun seyyar bir üstü olacak. Yaz kış kullanacağız. Biz bunu kültür ve sanatı Yaşayan İstanbul başlığı altında değerlendiriyoruz. Geleceğimiz İstanbul'da 9 alt başlık var. Üreten İstanbul, Kolay İstanbul, Yeşil İstanbul, Çevreci İstanbul'u konuştuk. Yaşayan İstanbul'da kültür var, sanat var. İnsanların işten arta kalan zamanlarını nasıl değerlendireceklerine dair zamanlar var. Fatih ilçemizi kadim İstanbul diye ifade ediyoruz. Üç medeniyetin izlerini taşıyan sur içinde bunu yapıyoruz. Burada şöyle bir düşüncemiz var.
'ANA CADDELERDE ÜCRETSİZ İNTERNET ERİŞİMİ SAĞLANACAK'
Bir tane AKM de Anadolu yakasında olacak. Anadolu Kültür Merkezi. Orada da insanlar hayat yaşanan İstanbul dediğimiz daha ziyade Avrupa yakasında ağırlıklı. Bu da trafik sorununu oluşturuyor. İnsanlar niye oradan oraya gelsinler. Oraya da bir tane kuracağız. Ayrıca 18 tane yeni kültür merkezi yapacağız. Gençlik merkezlerinde üniversite öğrencileri ücretsiz yararlanacak. Kıraathaneler zaten açılıyor. Yarı kitaplık ders alanları olacak. İstanbul'un en büyük problemi, aydınlatılmış bir şehir değil. Şehirlerin gelişmişliği gece nasıl gözüktüğüne bağlı.