ABD Adalet Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın kazandığı 2016 başkanlık seçimlerine Rusya'nın siber saldırılar yoluyla müdahale edip etmediğinin araştırıldığı soruşturmayı yürüten Mueller'in, yaklaşık 2 yıldır süren soruşturmasını tamamladığı ve dosyasını Adalet Bakanı William Barr'a ilettiği belirtildi.
Bakan Barr'ın, ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi'nin adalet komitelerine birer mektup göndererek, Mueller'in soruşturmasının sona erdiğini bildirdiği kaydedildi. Barr'ın, soruşturma sonuçlarıyla ilgili bu hafta sonu ilgili komitelere birer rapor göndereceği de aktarıldı.
Soruşturmanın sonuçlarına ilişkin, Adalet Bakanlığı'nın bundan sonraki tavrının belirleyici olacağı ifade ediliyor.
Soruşturma dosyasının ne kadarının kamuoyuna açıklanacağı tartışma konusu olurken, özellikle Trump ve yakın çevresindeki bazı isimlerle ilgili bilgi ve belgelerin gizli kalıp kalmayacağı merak ediliyor.
Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders ise Mueller'in yürüttüğü soruşturmanın sona ermesine ilişkin "Bundan sonraki adım Bakan Barr'a kalmış durumda. Sürecin devamını merakla bekliyoruz. Beyaz Saray, Özel Yetkili Savcının raporuyla ilgili bir brifing almadı" açıklamasında bulundu.
Rusya soruşturması kapsamında Trump, 9 Mayıs 2017'de eski FBI Direktörü James Comey'in görevine son vermişti. ABD Adalet Bakanlığı da Rusya soruşturmasına özel yetkili savcı olarak 17 Mayıs 2017'de, Robert Mueller'i atamıştı.
Mueller'in başlattığı soruşturmada, Trump'ın seçim kampanyasında görev almış bazı kişilerin Ruslarla ilişkileri odak noktası olmuştu.
Rusya soruşturmasında şu ana kadar eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn'in yanı sıra Trump'ın eski kampanya menajeri Paul Manafort ve yardımcısı Rick Gates ile kampanya dönemindeki dış politika danışmanlarından George Papadopoulos, savcı Mueller tarafından suçlanmıştı.
Trump ise soruşturma çerçevesinde suçlanan ya da ceza alan kişilerin eylemleri ile kendisi veya başkanlık seçimleri arasında herhangi bir bağ olduğu iddialarını reddediyor, Rusya ile arasında herhangi bir gizli iş birliği olabileceği yönündeki iddiaların kabul edilemez olduğunu savunuyordu.
