Peki, Türkiye neden S-300'lerin incelenmesine yönelik ilgisi neyle bağlantılı? S-300 ve S-400 arasındaki farklar göz önüne alındığında, böyle bir adıma gerek var mı?
Sputnik'e konuşan Rusya Hava Kuvvetleri Özel Komutanlığı Uçaksavar Füze Birlikleri Eski Başkanı Sergey Hatılev, "Bu doğru bir yaklaşım. Zira bazı ülkelerde S-300'ün PT, PM ve diğer versiyonları kullanıyor. S-300 PMU2'ler ise taktik ve teknik özelliklerinin yanı sıra kullanılan füzeler bakımından diğerlerinden ayrılıyor" ifadelerini kullandı.
S-300 ve S-400 sistemlerini temel farklarını sıralayan Hatılev, "S-400 tamamen farklı bir sistem. Benzer ilkeler var, ancak uygulama farklı. Sinyal alma-iletme sistemi farklı, farklı anten sistemleri, dijital işleme, yazılımlar var. Yani, bu sistem daha mükemmel" dedi.
S-300 ve S-400 nesillerinin birbirini izlediğine dikkat çeken Rus uzman, bu özelliğin Türkiye'nin sistemler arasındaki farkları analiz etmesine imkan tanıyacağını kaydetti.
Hatılev, "Türkiye, teknoloji eğitimi, analiz ve muharebeye hazırlıkla ilgili temel bilgileri edinmek istiyor. Bu çok doğru bir tutum. Muharebe birliklerinin hazırlanmasına, eğitilmelerine ve S-400'ün askeri uygulamalarına katılacak olan kişileri bünyesine alacaklar. Türkiye geniş bir heyetle çalışacak. Doğal olarak, Rus uzmanlarla da çalışacak. Türkiye'nin görevi S-300 sistemini anlamak ve incelemek, daha sonra S-400'ü incelemeye geçmek ve bu sistemleri karşılaştırmak" diye konuştu.
Rus uzman, muharebe kullanımı sırasında S-400 ve S-300'ün birlikte kullanılabileceğinin de altını çizdi. Hatılev'e göre Azerbaycan'daki S-300 PMU2'lerin kruz füzeleriyle ilgili imkan ve kabiliyetlerini iyi şekilde kullanıyor.
Azerbaycan'daki sistemlerin incelenmesinin Türkiye'ye faydalı olması için bir neden daha bulunduğunu anlatan sözlerini şöyle sürdürdü:
"S-300'lerin en son versiyonunda füze menzili 250 km. Aynı füze S-400'de de kullanılabilir. S-400 füzelerinin bazı versiyonları, S-300'de de kullanılabilir. S-300'ü daha detaylı şekilde incelemek için diğer bir neden de budur. Dolayısıyla Türklerin doğru şeyi yaptığını düşünebiliriz. Önceki sistemi, onun güçlü ve zayıf yönlerini inceliyorlar. Yeni sisteme geçtiklerinde uygulayabilecekleri imkan ve kabiliyetleri öğreniyorlar."
Çeviren: Fatih Kuduğ