Patrik Kirill "Dönüşü olmayan evre, hiçbir şeyin olmadığı bir evre. Her birimizin fiziksel yaşamı sona erdiğinde böyle bir evresi olacak. Ancak henüz yaşıyoruz, Kilise yaşıyor, dönüşü olmayan bir evre sözkonusu değil. Ve eminim, böyle bir şey olmayacak da" dedi.
Patrik Kirill açıklamalarına şöyle devam etti: "Bunu insanın bireysel günahkarlığı ya da zayıflığı üzerinden değerlendirirsek, yani bir kişi fikirsel anlamda bir idealin peşindeyse, ancak bunu hayatında uygulayamıyorsa, bu, kişisel bir sorundur. Fakat kurum olarak kilise bir idealin ilanını yapıyor, din adamları da cemaatlerine o aynı idealin öğüdünü veriyorsa, kilisenin bir anda başka bir değerler bütünü çerçevesinde davranmaya başlaması, yani Ukrayna'da olduğu gibi hareket edilmesi, bu kilisede fazilet olmadığı anlamına gelir."
Ukrayna'daki durumla ilgili değerlendirmede bulunan Patrik Kirill "Hizip olan yerde şer olur. Bunun örneklerini görüyoruz da: Kiliseler zapt ediliyor, din adamları dövülüyor. Tanrının sözleri şiddetle, hile ile, siyasi güçlere bel bağlayarak yayılabilir mi? Tanrının istedikleri o ya da bu siyasi parti ile yayılabilir mi? Asla! Kâhin olmaya gerek yok, olanlara bakmak yeter. Böylece hakikat ve Tanrının ne tarafta olduğu anlaşılır" ifadelerini kullandı.