Üniversite öğrencilerinin Türkçeyi bozuk kullandıklarına değinen Ortaylı, "Maalesef üniversitelerimiz, liselerimiz çocuklarımıza doğru dürüst Türkçe nedir, nasıl konuşulur, Türk dilinin grameri, telaffuzu nasıldır, nasıl muhafaza edilir bunları veremiyorlar ve insanlar televizyondan, şuradan, buradan, şantözlerden edindikleri garip bir Türkçe ile konuşuyorlar." ifadelerini kullandı.
'TELEVİZYON SPİKERİ BAŞKAN DİYEMİYOR BAŞGAN DİYOR'
Ortaylı, Türkçenin yanlış kullanımıyla ilgili izlenimlerini şu sözlerle aktardı: "Bir televizyon spikeri kızcağız 'başkan' diyemiyor, 'başgan' diyor. Bunu bir spiker söylüyor. Türkçeyi ağzının arkasına atmış öyle konuşuyor. Tiyatrocular, sinemacılar, televizyon ve radyo spikerleri o dili temsil ederler. Türkiye Cumhuriyeti eğitim bakımından kendini yaralamış bir cumhuriyettir. Bunun üstünü kırmızı kalemle çizin. Eğer bugün büyük bir buhranın içine girmişsek bundan daha büyük bir problem olamaz. Nasıl çıkacağımızı bilemiyorum. Rüyalarıma giriyor. Ben her gece öğretmenler görüyorum, birtakım saçma sapan şeyler konuşuyoruz. Demek ki kafamı çok meşgul ediyorlar. Yani benim Türkiye'nin kültür buhranını, eğitim çıkmazını nasıl atlatacağına dair fazla bir fikrim yok. Bu çok önemli bir fasıl. Bunu çözemiyorum."
Ortaylı, Türkçeyi doğru kullanmanın önemine vurgu yaparak "RTÜK'ün iletişim araçlarında cezalandıracağı şey, yanlış Türkçe kullanmak, yanlış Türkçe konuşmaktır. Bu cumhuriyet üzüm, tütün, tahıl parasıyla bile zor geçindiği vakitte, dışarıya yetişmeleri için mühendis, hekim, metalurji mühendisleri yollamış." diye konuştu.
Ortaylı'ya daha sonra şehri ziyareti anısına çeşitli hediyeler verildi.