‘Valse' isimli parçasıyla bilinen ünlü Rus piyanist Yevgeniy Grinko, temmuz ayında çıkan ‘Tiny Mouse Tales' albümü sonrasında Türkiye turnesi yapacak. İlk konserini 8 Aralık'ta Cemal Reşit Rey Konser Konser Salonu'nda (CRR) verecek sanatçı, İzmir, Ankara, Konya, Mersin, Antalya, Samsun ve Trabzon'da dinleyici ile buluşacak.
Türkiye'de yoğun ilgi gören ve konser biletleri hızla tükenen Grinko, CRR konseri öncesinde Sputnik'e konuştu ve hakkında bilinmeyenleri anlattı.
Yeni albümünden bahseden Grinko, Türk dinleyiciler için Mart 2019'daki piyasaya sürülecek ve hiç bilinmeyen bestelerini de çalacağını söyledi.
Grinko "Bu albümde geçen yüzyılda vinil plaklarla dinlenen peri masallarındaki atmosferi yaratmaya çalıştım. Türkiye'deki konserlerde Mart 2019'da piyasaya sürülecek yepyeni besteleri de çalacağız" dedi.
‘TÜRKLERİN ÇOK İYİ BİR MÜZİK ZEVKİ VAR'
Türkiye'de neden bu kadar sevildiği, müziğinde insanların kalbine dokunan şeyin ne olduğu sorusunu yanıtlayan Grinko "Aklıma gelen tek bir cevap var. Bence biz müziği içimizde hissedebiliyoruz. Ya da Türklerin çok iyi bir müzik zevki var, duyguları derinden hissediyorlar" ifadelerini kullandı.
‘BELKİ DE ENSTRÜMANTAL HİP-HOP YAPARIM'
İlk bestesini 16 yaşında arkadaşlarıyla olan bir punk grubunda yapan ve müziğe bu tarzla adım atan Grinko, piyano çalmaya 24 yaşında başladı. İki müzik türü arasında da büyük bir fark söz konusu. Sanatçı tarzındaki bu değişikliği çok olağan karşılıyor. Grinko "Bu bir dönüşüm. Normal bir dönüşüm. Belki de 5 yıl sonra enstrümental hip-hop yapmaya başlarım, kim bilir" dedi.
‘ŞOSTAKOVİÇ VE HAÇATURYAN'I ÇOK SEVERİM'
Rusya, Pyotr İlyiç Çaykovski ile, Sergey Rahmaninov'la, Dmitriy Şostakoviç'le, Rus Beşleri'nden Modest Musorgski, Aleksandr Borodin'le klasik müziğe yön veren bir ülke. Bu bağlamda, sanatçı en sevdiği ve kendisini en çok etkileyen Rus bestecinin kim olduğu sorusunu yanıtlarken, en sevdiği eserleri de açıkladı: "Şostakoviç'i, onun n1 çello konçertosunu ve Aram Haçaturyan'ın Sable Dance'ını çok seviyorum. Ancak modern bestecilerden de sevdiklerim var: Eduard Artemyev ve Mikael Tariverdiyev gibi."
Türkiye'ye karşı özel bir ilgisi olan Grinko'nun İstanbul'la bağlantısı konserlerle sınırlı değil. Sanatçı 2015'te çıkan ‘Silent Like Water' albümünün kayıtlarını İstanbul'da yapmıştı. Grinko, bunun nedeninin buradaki piyanonun sesinin çok iyi olması olduğunu belirterek "Moskova'da fazioli piyanomuz yok" dedi.
‘DİNLEDİĞİM TÜRK GRUPLAR VAR'
Modern Türk müzisyenlerin ve grupların bazı şarkılarını sevdiğini belirten Grinko, ‘Türk sanat müziğinin Zeki Müren, Müzeyyen Senar gibi ustalarını dinliyor musunuz?' sorusuna "Elbette Zeki Müren'i biliyorum" yanıtını verdi. Grinko, dinlediği gruplar ve müzisyenlerin ismini vermedi.
‘MELANKOLİĞİM, AMA HERKESTEN FAZLA DEĞİL'
Grinko'nun eserlerinde huzurun yanı sıra hissedilen bir melankoli de var. Grinko, bestelerinde istediği duyguları daha derinden aktarmak için Batı müziğinde ‘majör'e kıyasla daha ‘duygusal' olan temel nota dizelerinden ‘minör gam'ı kullandığını ifade etti.
"Evet, melankolik biriyim, ancak normal insanlardan fazla değil" diyen Grinko, parçalarındaki melankolinin sebebini de teknik bir dille açıkladı: "Bence ‘minör gam', duyguları işlemek konusunda ‘major gam'dan daha iyi oluyor. Ben de bu yüzden çok sık ‘minör gam' kullanıyorum."
‘MEHTER TAKIMI'YLA ÇALMAK İSTERİM'
Grinko, Türkiye'de birlikte çalmak istediği grup ya da müzisyen olup olmadığı konusundaki merakları da giderdi. Daha önceki bir röportajında mehter müziğinin Mozart'ın ‘Türk Marşı'nı (Rondo alla Turca) bestelemesi üzerindeki etkisinden söz edip, bu müziğin etkisinin Balkan yarımadasında görülebildiğini ifade eden Grinko gülümseyerek "Mehter Takımı'yla çalmak isterim" yanıtını verdi.
