Adil Toplum ve Ekonomiyi Teşvik İçin Tüketici Hareketi'nin (Hatzlacha) Yüksek Mahkeme'ye yaptığı başvuru sonucunda yasağın kalkmasının ardından, İsrail'in Kanal 10 televizyonu bilgi belgeleri haberleştirdi.
KIBRIS'A KAÇAN 25 SIĞINMACI ÖLDÜ
Lübnan'ın Trablus limanından Kıbrıs'a sığınmacı yaşıyan gemiyi vurarak 25 sığınmacının ölümüne, bir İsrail denizaltısının neden olduğu belirtildi.
'TERÖRİSTLERİ VUR' EMRİ
Lübnan'da İsrail işgaline karşı direniş verilirken 'teröristleri' vurma emri almış olan denizaltı kaptanının, içindekilerin 'terörist' olduğuna hükmederek gemiyi vurduğu ortaya çıktı.
'KADIN-ÇOCUK GÖREMEDİM'
İsrail ordusunun ancak 10 yıl sonra başlattığı incelemede, denizaltı komutanı, ateş açma yönetmelikleri uyarınca hareket ettiği, gemiyi kontrol edip kadın ve çocuk taşımadığını gözlemlediğine dair ifade verdi.
Komutan yardımcısı ise "Denizaltıda ateşli bir atmosfer, ne pahasına olursa olsun vurma havası vardı. Ben ateş etmekten geri durmak düşüncesindeydim, çünkü geminin kimliğine dair teyit gelmemişti. Ama periskoptan bakan tek bir kişi vardı, o da komutandı" dedi.
3 yıl süren inceleme tamamlandığında dönemin İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanı Ami Ayalon incelemenin bulgularını ve suç soruşturması açılmaması tavsiyesini kabul etti.
Bu olaydan bir gün önce, denizaltı komutanı bir başka gemiye terörist taşıdığına hükmetmesine karşın masum insanlar da zarar görür korkusuyla ateş açmama kararı vermişti. Bu da sonraki olayda emirleri yerine getirme saikiyle hareket ettiği çıkarımına varmamızı sağlıyor" diyen Deniz Kuvvetleri Komutan, şu sonuca vardı:
"Bu, bir operasyon sırasında yanlış muhakeme vakasıdır. Olay savaş suçu değildir ve hatta herhangi bir ihlalde bulunulmamıştır. Suç soruşturması gereksiz ve uygunsuzdur."