Türkiye'nin demokratikleşme alanında geçirdiği aşamalar, İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ile Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin düzenlediği 'Türkiye'de Demokrasi Hareketleri' adlı panelde ele alındı.
'1924 ANAYASASI TUTARLI VE SERTTİR'
Alanında uzman konuşmacılar Türkiye'nin demokrasi tarihini tüm ayrıntılarıyla masaya yatırdı. Türkiye'nin kendini demokrasiye alışmış saydığı bir dönemde 1960 darbesinin olduğunu belirten Cindoruk, "Türkiye 27 Mayıs 1960'da darbeyle karşılaştı. Halbuki kendimizi demokrasiye geçmiş ve buna alışmış sayıyorduk. Ama parlamenter sistemin içerisinde iktidar ve muhalefet tarafının, kavramlar arasındaki tartışmaları siyasetin dışında taşındığından ötürü, siyasi mücadele bir demokrasi olgusu yaratmadı. Bunda 1924 Anayasası'nın rolü var. 1924 Anayasası'na objektif baktığınız zaman kendi içinde tutarlı, sert bir anayasadır. Ama bu anayasada teminatlar yoktur. Yani kamu otoritesini denetleyecek, sınırlayacak mekanizma yoktur" diye konuştu.
CİNDORUK DARBENİN TANIMINI YAPTI
'BİZ DEMOKRASİYİ YÖNETEMEDİK'
"Demokrasinin darbelerle kesilmesinin sorumluluk payı sadece darbe yapanlara yüklenemez" diyen Cindoruk, demokrasiyi iyi yönetemediklerini belirterek, "15 Temmuz'daki hareket dahil bugün bile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) darbe yapma potansiyeli, imkan ve kabiliyeti sürmektedir, yargılamalar bunu gösteriyor. Biz demokrasiyi yönetemedik. Demokrasi iyi yönetilmediyse bunun sorumlusu siyasettedir. Bundan hiçbirimiz kaçamayız. Siyasetin, demokrasinin gelişmesi, büyümesi, özgürleşmesi yönünde çalışmaların dışında dengeleri de koruması, savunması da gerekiyordu. Demokrasinin darbelerle kesilmesinin sorumluluk payı sadece darbe yapanlara yüklenemez. Biz siyaset yapanların da bu konudaki ihmali eski tabirle terahisi vardır" dedi.