Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bugün İstanbul'da Suriye zirvesi gerçekleştirecek. Zirvenin saat 14.00'te başlaması bekleniyor.
Sputnik'e konuşan Rus uzmanlar, Çengelköy'deki tarihi Vahdettin Köşkü'nde yapılacak zirvenin Suriye'de çözüm sürecine nasıl etki edeceğini yorumladı.
'ASTANA FORMATINA İNANANLARIN SAYISI AZDI'
"Diğer taraftan bir çok kişi de, Astana formatının başarılı olması halinde Suriye krizini ve bölgedeki krizleri çözmek için ön koşulsuz özel diyaloğa dayanan yeni ilkesel yaklaşımın tanığı olacaklarını belirtti" diyen Lukyanov, süreç sonucunda müşterek katılıma, sürekli görüş birliği aramaya ve sorunları kademeli olarak çözmeye dayanan bir yaklaşım ortaya çıktığını ifade etti.
'FRANSA VE ALMANYA'NIN KATILIMI ASTANA FORMATINI ÜST SEVİYEYE TAŞIYACAK'
Lukyanov, İstanbul'daki zirvenin verimliliğini ve sürdürülebilirliğini kanıtlayan Astana formatını Fransa ve Almanya'nın katılımıyla yeni bir seviyeye taşıyacağını vurguladı.
'SANSASYONEL BİR SONUÇ BEKLENEMEZ'
'SURİYE'DE İKİ TEMEL SORUN VAR'
BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın kıdemli siyasi danışmanı ve Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Bilimsel Danışmanı Prof. Dr. Vitaliy Naumkin de, öncelikle İdlib'deki durum ve anayasa komitesi kurulması olmak üzere iki temel sorun bulunduğuna dikkat çekti.
'RUSYA, TÜRKİYE'NİN GÖRÜŞÜNÜ VE ÇIKARLARINI ÖNEMSİYOR'
Naumkin, Türkiye'nin anayasa komitesinin muhalif grubunun oluşturulmasına etki ederek anayasa komitesi konusunda da çok önemli bir iş çıkardığını kaydetti.
'KÜÇÜK GRUP KENDİ BAKIŞ AÇISINI DAYATMAYA ÇALIŞIYOR'
ABD'nin başını çektiği küçük grubun kendi planlarını ve sorunların çözümü için kendi bakış açısını dayatmaya çalıştığını anlatan Naumkin, "Küçük grubun bölgesel üyeleriyle etkili bir işbirliği geliştiriyoruz. Ancak Suriye için baskıya dayalı ve Suriye liderinin koltuktan inmesi gibi kabul edilemez hususların yer aldığı bir reçete dayatmaya çalışmak perspektifi olmayan bir yaklaşım" değerlendirmesinde bulundu.