Enflasyon, yine beklentilerin üstünde bir oranla açıklandı. Yaygın medyada yüzde 2-3 enflasyon artışı beklentileri doğru çıkmadı ve yıllık enflasyon yüzde 24.5 oranına geldi. Bu artışın sebepleri tartışılırken belediyenin zabıta ekipleri medya mensuplarıyla birlikte süpermarketlerde etiketleri eski fiyatlarıyla karşılaştırarak fiyat yükseltenlere ceza kesmeye başladı. Ekonomist ve gazeteci Cüneyt Akman, Seyr-i Sabah programına yaptığı açıklamalarda enflasyon engellemenin yolunun bu olmadığını söyledi. Akman, asıl sorunun hükümetin denetim mekanizmalarını ortadan kaldırmasında olduğunu dile getirdi:
‘İKTİDARDAN KÖTÜ BİR ORAN ÖNGÖRÜRSENİZ VATAN HAİNİ OLUYORSUNUZ'
"Biz iktisatçılar bazen herkesin kolay bildiği şeyi karışık anlatmayı severiz. İnsanların her biri bakkala gittiğinde ne olduğunu görüyor. Bir söylem var bu enflasyon oranı hiç beklenmiyordu diye. Bütün ekonomistler 5'in üstünde gelir diye konuşuyorduk herkes bunu bekliyordu. Ama yazılı basında yüzde 2-3 gibi beklentiler dile getiriliyordu. Piyasa beklentisi olarak bunlar nakledildi. Bunda bir problem var. Ekranlarda yorum yapanlar kendi aralarında başka bir şey konuşuyor, iş vatandaşa söylemeye gelince başka bir şey konuşuyorlar. Enflasyon oranı gibi bir tahmin bile endişeye mahal olmadan konuşulamıyor. Enflasyonun 2-3 beklendiği yoktu, zaten herkes 5 diyordu, iktisattan anlayan birinin bunu görmemesi imkansızdı. Öyle bir hava yaratıldı ki iktidarın tahminlerinden kötü bir tahmin yapsanız direkt vatan haini oluyorsunuz. Buna karşı olan mücadele yöntemleri de acayip olmaya başladı. Enflasyonu durdurmak için zabıtayı gönderiyorsunuz. Marketlere gidiyor fişleyip etiket artırınca ceza kesiyor. Fiyat artışının fahişi nedir olmayanı nedir? Köprü zamları, hazine garantileri malum. Şimdi dolardan vazgeçildiği söyleniyor. Onların dolarla yaptığı sözleşmelerden kimse bahsetmiyor.
Şimdi bizi ne bekliyor sorusunu görmek için rakamlara bakmak lazım. Gazetelerin bazıları enflasyon haberini vermediler. Enflasyon haberi yok ama yüksek enflasyon duruyor haberi var. TÜFE yüzde 6.3 arttı. Senede yüzde 24.5 oldu. Bu bekleniyordu ama beklenmeyen ÜFE ile aradaki fark kapanır beklentisinin gerçekleşmemesi. Üretici fiyatı yıllık yüzde 50'ye dayandı. Aradaki fark kapanacağı yerde yüzde 22'ye dayandı. Üreticinin maliyeti artınca ya bunu yansıtacak halka ya da sermayeyi kediye yükleyecek ve konkordato ilanlarını 200'er 300'er duymaya başlayacağız. Çok yüksek bir şeyde aniden frene basarsanız onda da halka zarar verebilirsiniz. Enflasyonu nasıl durdurursunuz? Herkes döviz kurundaki geçirgenliğe bakıyor. Kur ocaktan bu yana yüzde 70 artmış durumda. Bunun fiyatlara daha az yansıması bekleniyordu. İktisatçılarda şu panik oldu: Bu geçirgenlik beklentilerimizden çok daha fazla. Rakamlar işi kalıcılığını gösteriyor. Bu enflasyon yükselebilir ama işsizlik düşer. Bu bir tahterevallidir. Enflasyonla işsizlik aynı anda yükseliyor. Aylardan beri işsizlik yüzde 10 seviyesinde. Bu 2001 krizinin hemen ardından korkunç işsizlik. Biz buna alıştık ve yıllardır orada duruyor.
1980'lerde Friedman adında bir iktisatçı vardı, enflasyonu engellemek için sıkı paraya geçeceksiniz derdi. Bir yanıyla doğru bir noktaya temas ediyor Türkiye'nin şimdiki durumunu anlatıyor: Türkiye senelerdir karşılıksız para basıyor çok hızlı genişliyor. Türkiye'deki üretimin gerektirdiğinin çok üstünde para basıyor. Bunun sonucunda bir süredir saklanan halının altına itilen enflasyonun ortaya çaktığını görüyoruz. Döviz kurunun artması bu biriktirilmiş enflasyondan kaynaklanıyor. Bunu engellemek için ne yapmak lazım? Para arzını kısıp daha yüksek vergi daha az harcama yapmak lazım. Bu frene aniden basarsanız araba takla atar.
Hükümetler bazen müsriftir. Mesele Türkiye'de bunu aşmış durumda. Daha önce de popülist harcamalar yapıldı seçim zamanı. Bunları niye yaptık? Bir rejim değişikliği yapılmak isteniyordu. Para muslukları iyice açıldı. Kredi vermek istemeyen bankalara zorla kredi verdirildi. Enflasyonu bunlar yarattı. Muazzam mega projelerin de etkisi var. Bu projelerin doğru dürüst denetimi yok. Asıl problem hükümetin kendisinin denetim mekanizmasını ortadan kaldırmasında. Bu fiyatların ve rakamların hangisi doğru hangisi yanlış konusunda bir bilgimiz yok. Bunun ekonomik anlamı krizin belli bir noktasında fiyatlar daha fazla düşmez dersiniz. Ama o rakamlara güvenmiyorsanız o raporlara güvenmiyorsanız düşüş çöküş sonsuz bir biçimde sürer. McKinsey ile bu güveni arıyorlar. Enflasyon hakkında yüzde 20.8 tahmininiz var ama 15 günde tahmininizin bir işe yaramadığını gösteren enflasyon çıkıyor ortaya. Bu kadar kötü bir enflasyon rakamından sonra döviz hafif yükseldi. Bunun sebebi ayın 25'inde tekrar Merkez Bankası toplantısı var. İnsanlar şimdiden 300 puan faiz artışı beklemeye başladı. Dış siyaset problemi ne olacak diye bakınıyor. Brunson serbest bırakılır, bu bela başımızdan gider beklentisi var."