Mesut Hasan Benli'nin Hürriyet'teki haberine göre, soruşturma kapsamında şüphelilerin ifadesi alındıktan sonra tutuklanma talep edilmedi ve şüpheliler adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturma dosyasına giren otopsi raporunda Çet'in ölümünden önce ters ilişkiye zorlandığına dair bulgular yer aldı. Çet'in 9 parmağının tırnak altında bir erkeğe ait dokular (deri kalıntısı) ve DNA bulguları tespit edildi. Raporda, Çet'in kanında "Uyumayı tetikleyen uyarıcı madde" ile vücudunda boğuşma izlerine de rastlandı. Erkeğe ait doku örnekleri ve DNA bulgularının ise Çağatay A.'ya ait olduğu belirlendi.
Otopsi raporunun ortaya çıkmasının ardından, savcılık 2 şüphelinin tekrar ifadesine başvurdu ve "cebir, tehdit veya hile kullanarak kişi hürriyetinden yoksun kılma, cinsel saldırı"dan tutuklanmalarına karar verdi.
Savcılık, geçen Haziran ayında kesin ölüm nedeninin tespiti için olaya ilişkin numuneleri İstanbul Adli Tıp Kurumu'na göndermeye de karar verdi. Ancak Eylül ayının başına kadar söz konusu numunelerin gönderilmediği anlaşıldı. Savcılık kaynaklarından alınan bilgilere göre, soruşturma savcısı Albuz, dosyayı İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. Ancak incelenmesi talep edilen numunelerin İstanbul'a iletilmediği belirlendi. İstanbul Tıp Kurumu da numunelerin gelmemesi üzerine dosyayı tekrar Ankara'ya gönderdi. Bunun üzerine Eylül ayının başında numuneler ve soruşturma dosyası bir kez daha İstanbul'a gönderildi.
BAŞSAVCILIK EL KOYDU
Soruşturma dosyasındaki bu aksaklıklar üzerine Başsavcılık sürece elkoydu. Şüpheliler için önce tutuklama talebinde bulunulmaması, soruşturma açısından hayati önem taşıyan numunelerin İstanbul Adli Tıp Kurumu'na geç gönderilmesi ve dosyada istenilen hızın sağlanmaması gerekçesiyle soruşturma dosyası Savcı Albuz'dan alındı. Dosya Ankara Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Koca'ya verildi. Bu kapsamda tutuklu bulunan şüphelilerden yeniden doku örneği alındı.