"MHP'nin ne istediği nasıl bir modelle gitmek istediğinden başlayalım: Şu an benim elimde olan belediyeler bizde kalsın onların üstünden AKP herhangi bir aday çıkarmasın. Diğer taraflarda da AKP'yi destekleyelim. Bu ne demek? Siz ortalama olarak Mersin Adana ve Manisa'da aday çıkarmayın. Mevcut MHP adaylarıyla devam edilsin. Kalan yerlerde de sizi destekleyelim demek. AKP böyle yapınca Adana, Mersin ve Manisa'da 4 milyona yakın bir seçmenden bahsediyoruz ve AKP'nin yüzde 7 gibi bir oydan vazgeçmesi gerekiyor.
Yerel seçimlere giren bütün iktidar partileri yüzde 6 ila 10 arasında oy kaybeder. Bir de bunun üstüne bu yüzde 7'nin gelmesi demek hiç de kabul edilebilir bir şey değil diye bakıyor AKP. Bunun üzerine bir uzlaşmaya varılabilir mi? Herkes adayını çıkarsın ama öteki partilerin elinde bulunan yerlere ilişkin bir mücadele yönüne gidelim. Eskişehir ve İzmir, CHP'nin elinde orada ittifak yapsınlar. O illerin ilçelerinde kim öndeyse onun etrafında bütünleşik hareket yapılsın.
Burada AKP açısından bir handikap söz konusu: MHP'den de aykırı seslerin yükselmeye başladığı bir dönem. MHP oylarına ihtiyaç duyan AKP ondan uzaklaştığı illerde kayba uğrarsa ne olacak? Diğer taraftan AKP tarafları HDP seçmenini kriminalize ediyor. Ama bununla kendi tabanındaki mütedeyyin Kürt seçmeni kendinden uzaklaştırıyor. CHP de bunu görmüş olacak ki bunu sessizce izliyor. Şimdi Ankara'da kim olacak? Antalya'da İstanbul'da ne olacak? Bu seçimin çok ilginç bir tarafı var. Her bir parti 240 bin kişiyi belirlemek ve listelemek zorunda. Belediye başkanları, ilçe belediye başkanları muhtarlar.