2014-2017 yılları arasında yaptığı çalışmaları, geçtiğimiz ay ‘IŞİD Ağları — Türkiye'de Radikalleşme, Örgütleme, Lojistik' isimli kitabında yayınlayan gazeteci Doğu Eroğlu, Gündem Dışı'nda Serhat Sarısözen'in sorularını yanıtladı.
Kitabına ilişkin "İslami cemaatlerden gelen tepki beni şaşırttı" diyen Eroğlu, 2014-2017 arasında IŞİD ve İslâm Devleti adı altında yürütülen radikalleşme, örgütlenme ve lojistik faaliyetlerini etraflı biçimde inceledi.
Gazeteci Eroğlu, IŞİD içinde örgütlenen kişilerle söyleşi yapıp, aileleriyle görüşüp, radikalleşmenin yaşandığı sıcak noktaları inceleyip, bu mahallelerde yaşayanların gözlemlerini derleyip, haklarında dava açılanların dosyalarında yer alan iddiaları değerlendirip, bu bilgileri daha da derinleştirerek, bir Türkiye IŞİD'i örgütlenmesini ortaya çıkarıyor. İslâm devleti oluşumunun Suriye ve Irak'ta çözülmesinin Türkiye'de Selefi cemaatini ortadan kaldırmadığına dikkat çekiyor.
‘DAİŞ VEYA DEAŞ'IN TÜRKÇE KARŞILIĞI BULUNAMIYOR'
"AK Parti ve iktidar çevreleri, DAİŞ veya DEAŞ'ı IŞİD'e tercih ediyor; bunun sebebi de Arapça ed- Devlet'ül İslâmiyye fi'l Irak ve'ş Şam isminin kısaltmasının Latinleştirilmiş hali DAİŞ veya DEAŞ'ın Türkçe karşılıklarının olmayışı. Kısaltması IŞİD olan Irak Şam İslâm Devleti'nde İslâm ismi geçiyor; DAİŞ veya DEAŞ'ın Türkçe karşılığıysa bulunamıyor."
‘KISA SÜRE İÇİNDE ŞEKİLLENEN GENEL IŞİD ALGISI'
Eroğlu, IŞİD'e yönelik bir araştırmayı neden yaptığını şu şekilde açıklıyor:
"Gazete haberlerinin gündelik ajandası ve yer kısıtlılığı, dergi makalelerininse derinleşmeye olanak tanırken çoğunlukla tek bir olguya açıklama getirmeye çalışan karakteri yeterli hareket alanı bulamadığımı hissetmeme yol açıyordu. Çalışmada, 2014-2017 arasında Türkiye'nin farklı kentlerindeki saha araştırmalarım sırasında yaptığım gözlem ve temaslarımı birbirleriyle tutarlı bir biçimde yan yana koyup, önemli yerel yapılanmaların karakteristiklerini değerlendirmeye çabaladım. Amaçlarımdan biri, genel ve yerel yarılmalar arasındaki farkları göstermekti; yani kısa süre içinde şekillenen genel IŞİD algısı ve bu çerçeveye ilişkin ayrıntıların, her bir Türkiye IŞİD'i yapılanmasına ne kadar uyduğunu araştırdım."
‘SIRADAN İNSANLARIN SİYASAL EYLEMLİLİĞE GEÇİŞ SÜREÇLERİ'
"Radikal İslâm'ı, daha özel olaraksa Selefi cihat hareketini araştırmaya değer bulmamın kişisel sebepleri arasında, sıradan insanların siyasal eylemliliğe geçiş süreçlerine duyduğum merak var. Ortak yaşam kurmanın yolu radikalleşme süreçlerini anlamaktan, radikalleşmeyi kolaylaştıran Türkiye yerellerindeki itici unsurları ortadan kaldırmaktan ve cihadın sürdüğü bölgelerdeki çekim unsurlarını topluma yalın bir şekilde gösterebilmekten, eski savaşçıların işledikleri suçların cezasız kalmamasından, eski savaşçılara yönelik ılımlılaştırma programlarının tasarlanmasından ve İslâm Devleti ile Türkiye IŞİD'inin yol açtığı kıyımlarda yakınlarını yitirenler ile yaralananlarda, kayıplarının telafisi mümkün olmasa dahi, adalet hissinin tesisi için çaba gösterilmesinden geçiyor."
‘RADİKALLEŞMEYİ TÜRKİYE'DE ÇOK SIK GÖRÜYORUZ'
Eroğlu, "Radikalleşmeyi Türkiye'de çok sık görüyoruz. Akran abisini, işçi iş arkadaşını, lisede okuyan bir öğrenci sınıf arkadaşını getiriyor ve bu radikal ağlar gelişiyor" diye konuştu.
"Türkiye'deki bazı cemaatlerin ve Diyanet'in dine bakışı farklı" diye konuşan Eroğlu, "Selefiler, devletin bazı dini bilgileri sakladığını düşünüyor. Örneğin Diyanet İşleri'nin cihadın göz ardı ettiğini iddia ediyor. Diyanet, cihadın teknolojiyle, iyi niyetle olacağını; Selefiler bizzat savaşmayla olacağını iddia ediyor" diye konuştu.