Türkiye Yem Sanayicileri Birliği verilerine göre ise, Eylül 2017'de tonu 920 lira olan 18 protein süt yeminin fiyatı Ağustos 2018'e gelindiğinde 1400 lira oldu. Aynı dönemde 14 protein besi yeminin ton başına fiyatı 860 liradan 1250 liraya yükseldi. Bunlar fabrika çıkış fiyatı.
Dünya gazetesinden Ali Ekber Yıldırım'ın haberine göre üzerine yüzde 6-12 bayii kazancı, taşıma maliyeti vs. eklendiğinde yetiştirici çok daha yüksek fiyata yem alıyor. Ekonomik kriz nedeniyle 'sattığımı yerine koyamam' endişesi ile yem üreticileri vadeleri ya tamamen kaldırıyor veya çok kısa vadeli satış yapıyor. Daha çok peşin satış yapılıyor. Bazı satıcılar ise dövize bağlı olarak fiyat artışı olacağı beklentisi ile stok yapıyor.
Temmuz ayından bu yana dövizdeki artışa bağlı olarak yem sanayicileri sürekli olarak ithal hammaddeyi daha pahallıya alıyor. Bunu da yem fiyatlarına yansıtıyor. Hayvancılık yapanlar her geçen gün daha pahallıya yem almak zorunda kalıyor.
'MALİYETLERDE ARTIŞ SERBEST, ÇİFTÇİNİN ÜRETTİĞİ ÇİĞ SÜTÜN FİYATI SABİT'
Çiğ sütün fiyatı Ulusal Süt Konseyi tarafından en az 6 aylık dönem için belirleniyor ve sabitleniyor. Yani maliyetlerdeki artış serbest, fakat çiftçinin ürettiği çiğ sütün fiyatı sabit. Böyle bir uygulama başka hiç bir üründe,sektörde yok.
Ulusal Süt Konseyi en son 27 Temmuz'da yapılan toplantısında soğutma bedeli dahil 1 litre çiğ sütün referans fiyatı 1 lira 53 kuruştan 1 lira 70 kuruşa çıkarıldı. Ayrıca üreticilere litre başına maksimum 12 kuruş soğutma ve hizmet bedeli ödenmesine karar verildi. Bu fiyat 1 Ağustos 2018'den itibaren geçerli olması kararlaştırıldı.
Ali Ekber Yıldırım, "Özetle, çiğ süt üreten çiftçi para kazanamadığı için süt ineklerini kestiriyor. Çiğ sütün litresi 2 liraya çıkarılmazsa bundan 10 yıl önce olduğu gibi 1 milyondan fazla inek kesilir. Yaklaşık 8 yıldır devam eden ithalat en az iki katına çıkar. İthalatın artması demek döviz krizinin yaşandığı bugünlerde daha çok dövizin yurtdışına akıtılması demek" ifadesini kullanıyor.