Giresun'da, yürüme güçlüğü çeken eşi Fatma Topal'ın (82) sağlık kurulu raporlu ilaçlarını reçeteye yazdırmak ve evde bakım hizmeti kararının uygulanmasını sağlamak amacıyla aile sağlığı merkezine başvuran Yusuf Topal (82), iddiaya göre, hastayı görmeden ilaçları yazmayacağını belirten Ö.Y. adlı kadın doktorla tartıştı.
DOKTOR BEYAZ KOD VERİNCE
Doktorun 'beyaz kod' vermesi üzerine gelen polisler, gözaltına almak istedikleri Yusuf Topal'a ters kelepçe takıp, biber gazı sıktı.
Fenalaşarak yere yığılan ve sürüklenerek bindirildiği polis aracı hastaneye götürülen Topal, kalp krizinden öldü.
82 yaşındaki adama ters kelepçe takıp, biber gazı sıkınca…https://t.co/OjpXIZGD03 pic.twitter.com/mjmmoQ2oW0
— Demirören Haber Ajansı (@dhainternet) 28 Temmuz 2018
SAĞLIK KURULU RAPORUNU GÖSTERDİ
Doktor Ö.Y.'ye başvuran Yusuf Topal, eşi adına düzenlenen sağlık kurulu raporunu göstererek ilaçları reçeteye yazdırmak istedi. Ancak, doktor, hastayı görmeden ilaçları yazamayacağını belirtti.
Topal ise evde bakım hizmeti kararı olduğuna dair raporu göstererek, sağlık görevlilerinin eve gelmesini talep etti.
İddiaya göre, doktor Ö.Y. ile Yusuf Topal arasında tartışma çıktı. Tartışma sırasında doktorun 'beyaz kod' vermesi üzerine, polis ekipleri sağlık merkezine geldi. Polisler, Topal'ı gözaltına almak istedi. Yusuf Topal direndiği polisler tarafından yaka paça polis aracına bindirilmek istendi. Ters kelepçe takılan ve biber gazı sıkılan Topal, bu sırada fenalaşarak yere yığıldı.
Görüntüler ortaya çıktı! 82 yaşındaki adama ters kelepçe ve biber gazı… https://t.co/lM1g0sxcjw pic.twitter.com/OQifsCn912
— Hurriyet.com.tr (@Hurriyet) 28 Temmuz 2018
MÜDAHALELER SONUÇ VERMEDİ
Polisler, yerde sürükleyerek araca bindirdikleri Yusuf Topal'ı Prof. Dr. İlhan Özdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdü. Kalp krizi geçirdiği belirlenen Topal, yapılan müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.
SORUŞTURMA AÇILDI
Yusuf Topal'ın cenazesi, Giresun Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsi sonrası Beyazıt Köyü'nde toprağa verildi. Ailenin şikayeti üzerine soruşturma başlatıldı.
82 yaşındaki yurttaşı biber gazı öldürdü https://t.co/80ym4JZmwZ pic.twitter.com/HNEKoRpYMB
— Cumhuriyet (@cumhuriyetgzt) 28 Temmuz 2018
Aile, Giresun Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Topal'ın zor kullanılarak gözaltına alınmak istendiği görüntüler delil olarak savcılığa sunuldu. Soruşturma kapsamında 2 polis memuru açığa alındı.
ADLİ KONTROL ŞARTIYLA SERBEST BIRAKILDILAR
Polisler, ifadeleri alındıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Savcılık, olaya ilişkin kayda alınan görüntülerle sağlık merkezinin güvenlik kamerası kayıtlarını el koydu.
'CEZALARINI ÇEKMESİNİ İSTİYORUZ'
Olayla ilgili konuşan Yusuf Topal'ın oğlu Ahmet Topal, şunları söyledi:
"Bizim amacımız, bu olayları gerçekleştirenlerden öç almak veya onlarla bir arbedeye girmek değil. Bunu savcıya da polis arkadaşlara da söyledim. Bu acıyı hem babama hem bize katbekat yaşatan bu insanların cezalarını çekmelerini istiyoruz.'',
''Benim babam 82 yıl boyunca korkuyla yaşadı. Evlatlarına gelebilecek tehlikelerin korkusu, vatanına milletine karşı yapacağı bir hata korkusu, en sonunda da korkuyla öldürdüler babamı. Bu çok acı geliyor bize. Küçük bir çocuğun köşeye sıkıştırılarak korkutulması gibi geliyor bu acı bana. Böylesi bir acıyı yaşayarak ölmesi bizleri gerçekten çok üzdü."
'DOKTOR FEVRİ DAVRANDI'
Babasının sağlık merkezine gitmesindeki tek amacının yürüyemeyen, evden dışarı çıkamayan annesinin ilaçlarını yazdırmak olduğunu ifade eden Ahmet Topal, "Biz doktordan şunu beklerdik; raporlu olan ilaçlarını yazamayacaksa bunların nasıl yazılabileceğini babama izah etmesini ve ona bir yol göstermesini isterdik. Bunun devlet hastanesinden bir doktor çağrılarak yapılabileceğini izah etmiş olsaydı, babam da bunu anlayışla karşılayacaktı ve bu olayların hiçbiri yaşanmayacaktı. Doktorun tamamen fevri davranarak o polisleri oraya çağırması ve hiçbir şekilde yardımcı olmadan herhalde kendi emellerini tatmin etmesiydi, doktorluk içgüdülerini ön plana çıkarmasıydı" dedi.
Ailenin akrabası ve avukatı Hicran Akkaya Şenol da sağlık merkezindeki doktorun evde hizmet vermek yerine, görevi kötüye kullanarak polis çağırdığını söyleyerek şöyle devam etti:
"Yusuf dede, yeni komadan çıkmış eşi için almazsa öleceği kan pıhtılaşma ilacını nasıl alacağını öğrenebilmek ve gerekirse evde sağlık hizmeti alabilmek için gittiği sağlık ocağında görevini yerine getirmeyen doktor tarafından polis çağrılarak yaka paça dışarıya atılmıştır. Hem eşine ihtiyacı olan ilaçları alamamanın hem tartaklanmanın, hukuka aykırı olarak gözaltına alınmanın acısıyla, 82 yıllık Anadolu yüreği dayanamamış ve kalp krizi geçirmiştir. Kalp krizi geçiren hastayı darbetmek, biber gazı sıkmak, tekmelemek, yere yatırılmak, sırtından ters kelepçe takılmak, aman dilekleri göz önünde bulundurulmayarak gözaltı işlemleri devam etmiştir.''
''Bu kadar meslek hayatımda gözaltı işlemlerine şahit oldum, fakat ilk defa kalp krizi geçiren bir hastaya bu şekilde bir işlemin yapıldığını görüyorum. Sadece evinden ilaç almak için çıkan birinin medet almak yerine eceli alarak eşinin yanına gitmesini bir Türk vatandaşı, bir avukat ve ailenin bir ferdi olarak içimiz kaldırmıyor."
'POLİSLER TUTUKLU YARGILANMALI'
Polislerin tutuksuz yargılamak üzere serbest bırakılmalarına tepki gösteren avukat Şenol, şöyle konuştu:
"Hal böyleyken sorumlu kişilerin, tanıkların ifadelerinin henüz tamamlanmamış olması, delillerin henüz tam olarak toplanmamış olması, karartılma tehlikelerinin bulunması, isnat edilen suçların ağır cezalık olması, katalog suçları olmasına rağmen nedense tutuksuz yargılanmalarına karar verilmiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan, İçişleri ve Sağlık bakanından devletin korumakla yükümlü olduğu, görevi vatandaşın güvenliğini sağlamak olduğu ülkemizde, Yusuf dedelerin sesi olmalarını istiyoruz. Bu soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi için ilgili polislerin tutuklu yargılanmalarının, hukuki olarak bir gereklilik olduğu kadar kamuoyunun bir vicdanı gereği olduğunu düşünüyoruz.''
Sağlık merkezinde görevli doktora seslenen avukat, şunları söyledi:
"Bakın, yazmadığınız bir ilaç, bakmadığınız bir hasta, nelere mal oldu. Size tek bir şey sormak isterim. Tüm bu görüntüleri izlediğinizde şimdi oturduğunuz yerde memnun musunuz? Ayrıca, korkuyoruz, bu ölümün normal bir kalp kriziymiş gibi addedilmesinden. Yani ölümle bu polisler arasında bir bağ kurulamamasından. Biz buradaki ölümünün sebebinin açıkça kalp krizi esnasında ilgili kişinin yerlerde sürünmesi olduğunu söylüyoruz. Elbette ki bir insan gözaltına alındığında kalp krizi geçirebilir, sizce oradaki durum normal bir kalp krizi mi? Aman dileyen ağlayan bir hastaya halen vurmak bizim adabımızda var mıdır? Bu kalp krizinde o polislerin ve hekimin hiç mi sorumluluğu yoktur? Doktor sorumlu değil, hekim sorumlu değil, peki Yusuf amcanın ölümünden kim sorumludur? Belki de kendi sorumludur.''