Hürriyet'ten İpek Özbey'in haberine göre, emnyiet kaynakları Oktar grubunun iş bölümünü şöyle anlattı:
“Örneğin biri Kanyon’a, biri İstinye Park’a, biri Cihangir’e, biri Bebek’e gidiyor. Kafede oturmaya başlıyor, burada kızlarla tanışıyorlar. Hepsi kendini ilk olarak ‘Zenginim ve aile düzenine çok önem veriyorum. Evlilik dışı birlikteliği zaten istemiyorum, amacım evlenmek’ diye tanıtıyor. İlişki böyle başlıyor, kızı birlikte olmaya ikna ediyor. Beraberlikleri sırasında biri elinde telefonla, sanki içeride bir şeyini unutmuş gibi girip çekmeye başlıyor. Birçoğu ‘Biz evleneceğiz ama ne kadar çok birliktelik yaşarsan cinsel yönden o kadar iyi bir seviyeye gelirsin ve kocanı o kadar mutlu edersin’ diyerek ikna ediliyor. Sonra ev arkadaşına, başka birine derken, kızlar bir sarmala giriyor ve işin içinden çıkamıyor. Çıkmak isteyen ise eldeki görüntüyle tehdit ediliyor. ‘Sen kendinden vazgeçebilirsin ama anneni, babanı, kardeşini, akrabalarını sokağa çıkamaz hale getiririz’ diyorlar."
'BİR ANNE VAR, ÇOCUĞUNU TANIYAMIYOR'
“Yüzde 90’ı sonra oraya ait hale geliyor. Bir anne var; örgütteyken doğum yapıyor, yedi yaşındayken çocuğunu bırakıyor. On senedir görmüyor. Emniyet güçleri çocuğunun fotoğrafını gösterdiğinde tanıyamıyor bile artık.”
'ÖRGÜTÜN 200 MİLYON DOLARI VAR'
Yine polisin verdiği bilgiye göre; örgütün 200 milyon doları var. Üyeler elde bir çanta dolusu parayla AVM'ye gidiyor. Bir mağazaya girip 300-400 bin liralık alışveriş yapabiliyorlar. Emniyet kaynağı, takip sonucu bir girişte bir mağazadan 80.000 liralık alışveriş yaptıklarına bile şahit olduğunu belirtiyor:
“Lüks mağazalarda Adnan Hoca’nın vücut ölçüleri alınıyor, o ölçüler yurtdışına gidiyor, dikilip tekrar geliyor. Çizgili ceketlerindeki sarı çizgiler altın iplikle dikiliyor. Adnan Oktar’ın favorilerinden biri ‘Benim tişörtüm yok’ diyor mesela. Erkeklerden biri gidiyor, en lüks mağazadan aynı tişörtten 30 tane alıp geliyor.”
Casusluk faaliyetinin nasıl yürütüldüğü sorulduğunda emniyet yetkilisi şöyle cevap veriyor: “Diyelim ki Türkiye arasında bir sorun var. İsrailliler talimat veriyor: ‘Bununla ilgili bir kamuoyu oluştur…’ Sosyal medya zaten ellerinde. Sosyal medyacılara etek dolusu para ödüyorlar. Dergilere, gazetelere istediklerini yazdırıyorlar. Yurtdışında rahip, haham gibi din adamları üzerinde etkileri var. Bir şekilde İsrail’den gelen talimat doğrultusunda o algıya hizmet ediyorlar. Bu da bir casusluk türü.”
'KADINLARIN TEK BAŞINA SOKAĞA ÇIKMASI YASAK'
Polis, açıklamalarına şöyle devam etti:
'KEDİCİKLERE REÇETELİ İLAÇ VERİLİYOR'
Gruba dahil olmanın üç şekli var: Ya çok zengin olacaksın, ya çok yakışıklı ya da çok iyi eğitimli. Bu sistemin dışındaysan turnikeden geçmeden örgüte dahil olamıyorsun. Turnike aynı zamanda bir cezalandırma yöntemi. Adnan Hoca kediciklerin o baygın bakışlarını beğenmiyorsa, ‘Bu bana istediğim gibi bakmadı’ diyerek ‘Gereğini yapın’ talimatı veriyor. Kızı turnikeye alıyorlar; ikinci bir emre kadar orada kalıyor. Kedicikler eve girer girmez yeşil reçeteli lityum ilaçları veriliyor ve bunlar düzenli olarak kullanılıyor. Dayak ve aşağılama da bir cezalandırma yöntemi. Şantaj için sadece kedicikler değil eskort kızlar ve yabancı kadınlar da kullanılıyor. Önemli olan o kaydın çekilmesi.”