Yörük Ali Paşa olarak bilinen emekli Tuğgeneral Aydın, düzenlediği basın toplantısında, 30 Kasım 2015'te İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile MHP'nin 7 Haziran seçimlerinden 1 Kasım seçimlerine kadar kan kaybetmesi nedeniyle "Türk milliyetçileri ve ülkücülerini iktidara getirme ve Türkiye'ye yeni bir nefes aldırma" inancıyla yola çıktıklarını ifade etti.
'Yörük Ali Paşa' olarak tanınan emekli Tuğgeneral Ali Aydın, İyi Parti Kurucular Kurulu, Genel İdare Kurulu üyelikleri, Genel Başkan Baş Danışmanlığından ve parti üyeliğinden istifa etti. pic.twitter.com/WgOpR8sjjx
— İYİ HABERLER (@iyihaberlerorg) July 13, 2018
12 Eylül darbesinden sonra muvazzaf üsteğmenken, MHP ve ülkücü kuruluşlar davasından uzun süre gözaltında kaldığını, işkence gördüğünü, 28 Şubat süreci akabinde muvazzaf yarbayken tahkikat geçirdiğini anlatan Aydın, şöyle devam etti:
'MİLLETE VE DEVLETE HİZMET GAYESİYLE YOLA ÇIKTIK'
Aydın, 16 Nisan referandumu sonrasında MHP içerisinde muhalif kanadın herhangi bir sonuç alma imkanı olmaması nedeniyle partileşme sürecine gidildiğini belirterek, "Bu süreçte Sayın Meral Akşener İYİ Parti'nin nüvesini oluşturan ülkücülerden olan şahsıma ve diğer dava arkadaşlarımıza İYİ Parti'nin değerler ve duruş kaidelerini 'Bir pergel düşünün, bu pergelin ucu ülkücüler ve Türk milliyetçileri olacak ve bizimle ortak değerlere sahip herkesi kucaklayacağımız bir yapı oluşturacağız' şeklinde tanımlamıştır" dedi.
"Buna binaen 25 Ekim 2017'de kurulan İYİ Parti'nin Kurucular Kurulu ve Genel İdare Kurulu üyesi oldum. 26 Ocak 2018'de Sayın Akşener'in başdanışmanlığına atandım. Bu süreçte düzenli bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı iç ve dış güvenlik tehditleri hususundaki gelişmeleri, günlük ve yüzeysel siyasal değerlendirmeler olarak değil milli ve gerçekçi devlet çıkarlarımız doğrultusunda Sayın Akşener'e bilgi notu ve rapor olarak ilettim. Hem genel idare kurulu toplantılarında hem de Sayın Akşener'le yaptığımız görüşmelerde eski bir kurmay subay olarak kurduğum 2 önemli cümle vardır. Bunlar, 'Stratejide yapılan hatanın taktik başarılarla giderilemeyeceği' ve 'Yığınakta yapılan hatanın muhabere boyunca devam edeceği'dir. Liderleri, toplumlar ve şartlar var eder, 'Ben lider olacağım' diyerek lider olunmaz. Lider, bu stratejiyi yönetme kabiliyetine sahip olmalı, kararlı ve tutarlı olmalı, öngörüsü yüksek ve şeffaf olmalı; şahsi hırslarını devletin ve milletin hakikatleri önüne geçirmemelidir. En önemlisi ise yola çıktığı arkadaşlarını yolda bulduklarına değişirse hem yolunu hem yol arkadaşlarını kaybedeceğini unutmamalıdır."
'SİYASİ SÖYLEMLERLE DOLGU MALZEMESİ YAPILMAYA ÇALIŞILDI'
"Seçim sonrası 26 Haziran 2018'de genel idare toplantısı akabinde Sayın Meral Akşener'in yaptığı basın açıklamasında, 'Ellerinde şehit kanı bulunan HDP'yi 'Kürt siyasi hareketinin temsilcisi' olarak nitelendirmesi hem yüce Türk milletini hem de yüce Türk devletine gönülden bağlı Kürt kardeşlerimizi derinden yaralamıştır. Ne yazık ki bu talihsiz açıklama da şahsım gibi terörle mücadeleye yıllarını vermiş birisi adına bardağı taşıran son damla olmuştur. 15 yaşında bir genç iken tanıştığım ve mensubu olmaktan gurur duyduğum, hem fikir dünyama hem de sosyal hayatıma tüm şeklini veren ülkücü hareketin benliğime kattığı en büyük değer 9 ışık doktrinin şahsiyetçilik ilkesidir. Bu değerler silsilesinden, vicdanı ve fikri hür bir ülkücü olarak ne askeri hayatımda ne de sivil hayatımda en ufak taviz vermedim. Bu bağlamda eğer beşeri hatalarım olmuş ise bunlar da bu değerleri hak ettiği noktalara taşıma kaygısından başka gayesi olmayan samimiyetten kaynaklı hatalardır. İzah olunan tüm bu sebeplerden dolayı İYİ Parti Kurucular Kurulu, Genel İdare Kurulu ve Genel Başkan Başdanışmanlığı görevlerimin tamamından istifa ediyorum. Siyasetten azade bir şekilde Türk devleti ve milletine hizmet etmeye devam edeceğim."