İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, eski CHP Milletvekili Eren Erdem'in, hakkında yapılan ihbarla yasa dışı yollardan yurt dışına kaçacağı yönünde kuvvetli olgular bulunması ve gelinen aşamada adli kontrol kararının yetersiz kalacağı gerekçeleriyle tutuklanmasına karar verdi.
Duruşmada Erdem'i, avukatlar Efkan Bolaç ve Onur Cingil temsil ederken, CHP Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Ali Şeker'in yanı sıra eski CHP Milletvekilleri Hilmi Yarayıcı ve Barış Yarkadaş ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da izleyici olarak duruşmada yer aldı.
'İDDİANAME FETÖ'CÜLER TARAFINDAN HAZIRLANDI'
Savunması sorulan Erdem, iddianamenin FETÖ'cüler tarafından hazırlandığını ve eşiyle yaptığı telefon görüşmesinin 'Selam-Tevhit kumpası' iddianamesinden alındığını belirterek, "FETÖ'nün iddianamesinden alıntı yapılarak, FETÖ iddiasıyla suçlanmaktayım. İlçe başkanlarıyla yaptığım görüşmeler bile delil olarak kabul edilmiştir. Gizli tanığın kimliğini ifşa ettiğim söylenmiş ancak gizli tanığın bana gönderdiği, kendisine para teklif edildiği, vergi borçlarının silineceği yönündeki mesajları da dosyaya sunmuştum. A Haber kanalında da bu mesajları kendisinin attığını kabul etmişti. Zaten bunun dışında dosyada delil yoktur" diye konuştu.
'SUÇLU OLSAM KAÇMAYI DÜŞÜNEBİLİRDİM'
FETÖ aleyhine 2012 yılında kitap yazması sebebiyle Selam-Tevhid iddianamesine sokulduğunu ve kitaplarının tümünde örgütü ifşa ettiğini öne süren Erdem, şöyle konuştu:
CHP'de ön seçimle seçilmiştim ve parti içinde 'kesmek' tabiri, 'önünü kesmek' olarak kullanılır. İddianamede farklı bir anlamın nasıl çıkarıldığını anlayamıyorum. Suçsuzum, suçlu olsam kaçmayı düşünebilirdim. Oğlumun Almanya'da görmesi gereken diş tedavisi var. Bu sebeple eşim her ay Almanya'ya gidip gelir. Dokunulmazlığım kaldırıldıktan sonra 38 kere yurt dışına gidip geldim. Kaçacak olsam zaten kaçabilirdim."
'FETÖ'CÜLER PARAYA ÇOK DÜŞKÜN'
Dışişleri Bakanlığı'nın internete sızdırılan toplantısını, yayın yasağı geldikten sonra yayın yasağına karşı gelmek üzere diğer gazetelerle birlikte yayınladıklarını ve bunun en çok 'yayın yasağını delme' suçunu oluşturabileceğini söyleyen Erdem, gizli tanığın beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, iddianameyle FETÖ'nün temizlenmesine zarar verildiğini, dünyada alay konusu olacak bir komedya içerisine girildiğini savundu.
'AYDINLIK FETÖ'CÜ İSE HERKES FETÖ'CÜDÜR'
Erdem, "Yürekten ve namusumla söylüyorum. İstersem kaçardım. Beraat edeceğimi düşünüyorum. Cumhurbaşkanı'na hakaret suçundan iki dava dışında hukuki anlamda rahatsız olacağım bir durum yoktur. Bu dava Türkiye'nin itibarına zarar verir, tartışmaları büyütür. Buna katkı sunan herkes de bu ülkeye zarar vermiş olur" dedi.
Kaçma iddiası ve tutuklama taleplerini kabul etmediğini belirten Erdem, tutuksuz olarak yargılanmasına karar verilmesini istedi.
İLK DURUŞMA 19 EYLÜL'DE YAPILACAK
Yakalama kararı ve taleplerle ilgili kararını açıklayan mahkeme heyeti, Erdem'in, 'FETÖ'ye üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek' suçunu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi bulunması, kendi Twitter hesabından 'ilk durak Maraş' şeklinde yazdıktan sonra, ertesi sabah, hakkında aynı gün konulan 'yurtdışına çıkış yasağı' tedbirinden haberi olmadan çıkış yapmak istemesi, daha sonra ise hakkında yapılan ihbarla, 'yasadışı yollardan yurtdışına kaçacağı' yönünde kuvvetli olgular bulunması, gelinen bu aşamada adli kontrol kararının yetersiz kalacağı gerekçeleriyle tutuklanmasına hükmetti.
Heyet, davaya ilişkin ilk duruşmanın yapılacağı 19 Eylül'de, 'tanık' olarak belirlenen Turan Ababey, Emre Erciş, Mehmet Bozkurt, Murat Kazancı ve Kutlu Esendemir'in dinlenilmesini de karara bağladı.