'İş Süreçlerinin Yeniden Yapılandırılması ve Verimlilik Kontrolü Projesi Açılış Sempozyumu'nda konuşan Cirit, proje kapsamında Yargıtay'daki iş akışının analizinin yapılacağını ve iş süreçlerinin her aşamasının kontrol edileceğini söyledi.
Geciken adaletin adalet olmadığına dikkati çeken Cirit, mahkemelerin etkinliğinin, verimliliğinin artırılmasının, yargılama süreçlerinin kısaltılmasının toplum ve devlet hayatı bakımından yaşamsal öneme sahip olduğunu kaydetti. Cirit, iyi işleyen yargı sisteminin, hukuk devletinin temel koşullarından olduğunu belirtti.
'YARGITAY, EN YÜKSEK ETİK VE DÜRÜSTLÜK STANDARTLARINA SAHİP OLMALI'
Yargıtay'ın 150. yılı etkinliklerinin ana temasının 'adalet' olduğunu anımsatan Cirit, adaletin erdem ilkeleri üzerine inşa edilmesi gerektiğini dile getirdi. 'Yargı etiği ilkeleri'nin hakimlerin, savcıların ve yargı mensuplarının pusulası olduğunun altını çizen Cirit, sözlerini şöyle sürdürdü:
Cirit, yargı etiği ilkelerinin belirlenmesi ve uygulanmasının yeterli olmadığını vurguladı.
'YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE TARAFSIZLIĞI LÜTUF DEĞİLDİR'
Toplumun yargıya güvenini korumanın ve artırmanın en etkili yönteminin, kurum içi ve kurum dışı şeffaflık olduğunu anlatan Cirit, yargının kendisini toplumun denetimine sürekli olarak açık tutmak, topluma karşı hesap verebilirliği sağlamak zorunda olduğunu bildirdi.
Halkın adalet sistemine duyduğu güven, yargı organının büyük bir özveri ile sistematik şekilde çalışıp elde edilebilecek bir sonuçtur. Bu konuda hiçbir şey yapmadan toplumun yargıya güvenmesini veya mevcut güveninin artmasını beklemek büyük bir gaflettir. Yargıtay'da şeffaflığın ve topluma karşı hesap verebilirliğin çağdaş tanımına ve içeriğine uygun olarak yürütülen reform çalışmaları aralıksız devam etmektedir" diye konuştu.