"Avrupa Birliği Genel İşler Konseyi'nin 26 Haziran'da gerçekleştirilen toplantısında alınan kararların ülkemize ilişkin bölümü bir kez daha AB'nin ülkemize karşı önyargılı ve hakkaniyetle bağdaşmayan tutumunu yansıtmaktadır. Sözkonusu kararlarda, ülkemizin adaylık statüsüne halel getirilmemekle birlikte, 'AB Genişlemesi' bahsinde katılım sürecimizin devamının anlamsız bir sebep-sonuç ilişkisi içinde yeni koşullara bağlanmasını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Öte yandan, hem ülkemizin hem de AB'nin çıkarlarına hizmet edecek olan Gümrük Birliği güncellemesinin de şartlara bağlanmasını anlamak mümkün değildir. AB'nin, Türkiye'ye adil ve dürüst davranmadığı bir kez daha görülmüştür. AB'nin sözkonusu tutumuna rağmen süreçten uzaklaşanın ülkemiz olduğunu ileri sürmek iki yüzlülük ve tutarsızlıktır."
Lüksemburg'ta toplanan AB Genel İşler Konseyi, aralarında Türkiye Karadağ, Sırbistan'ın da bulunduğu altı ülkenin AB'ye üyelik sürecindeki ilerleme durumunu değerlendiren bir sonuç bildirgesi yayımladı.
Türkiye'nin bir aday ülke ve kilit bir ortak olduğu belirtilen bildirgede, Türkiye ve Batı Balkanlarla terörle mücadele konusunda yürütülen işbirliğinin önemine vurgu yapıldı.
Bildirgede, Türkiye'nin sığınmacı krizine yönelik yapıcı işbirliğinin somut sonuçlar getirdiği belirtilirken, 18 Mart AB-Türkiye sığınmacı mutabakatının uygulanmaya devam edilmesi gerektiği belirtildi. Mutabakat sayesinde yasa dışı göçün ciddi şekilde azaldığı, Ege Denizi'ndeki hayat kayıplarının önlendiği bildirildi.
"Konsey, 3,5 milyondan fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ve bu kişilerin ihtiyaçlarını karşılayan Türkiye'nin önemli çabalarını takdir ediyor" ifadesinin yer aldığı bildirgede, AB'nin Türkiye'ye bu alanda maddi ve teknik desteğinin süreceği kaydedildi.
Bazı eleştirilerin de yer aldığı bildirgede, Türkiye'nin hukukun üstünlüğü ve temel özgürlükler konusundaki eksiklikleri gidermesi gerektiği belirtildi.
Türkiye'nin uluslararası anlaşmalara ve iyi komşuluk ilişkilerine sadık kalması gerektiğine dikkat çekilen bildirgede, "Türkiye'nin Doğu Akdeniz ve Ege Denizi'ndeki faaliyetleri yasa dışı olarak" tanımlanarak kınandı.
Bildirgede, Türkiye'nin katılım müzakerelerinin halihazırda duraklama noktasında olduğu belirtilerek, fasılların mevcut durumda açılmasının ve Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesinin gündemde olmadığı bilgisi paylaşıldı.