‘21. YÜZYIL YETKİNLİKLERİNİ ÖĞRETELİM ÇOCUKLARA'
Üniversite sadece Türkiye'nin değil bütün dünyanın problemi. 21. yüzyıl yetkinlikleri dediğimiz şeyler; iletişim, takım çalışması, yaratıcı düşünce ve problem çözme ve çatışma yönetimi gibi şeyler aslında iş hayatında diplomadan önce gelen şeyler. Sizin ilk CV'nizde mezun olduğunuz üniversite kağıt üstünde iyi bir gösterge olabilir. Ama ne yaptığınız, nasıl davrandığınız, iş hayatınıza nasıl yaklaştığınız önemli. Yaptığımız eğitimlerde görüyoruz ki çocuklar her şeyin bir doğrusunun ve yanlışının olduğunu düşünüyorlar. Ama gerçek yaşamda görüyoruz ki olay o değil. Birden fazla doğru ve yanlış olabilir. Biz aslında çocukların kafasını yanlış şekilde formatlıyoruz. İnsan kaynakları yetkilileri bize diyorlar ki bir CV geliyor mezun olduğu üniversiteler yıkılıyor. Ama işe aldıkları adam bir toplantıda sunum yapamıyor ya da kendini ifade edemiyor. O zaman da ailenin çok büyük iş beklentileri iş yaşamında gerçekleşmiyor.
Bu arada üniversite ve liselerle konuştuğumuzda 'Müfredat o kadar yoğun ki biz de çocuklarımıza bunu gösteremiyoruz' diyorlar. Bizim bunları bitirmemiz lazım. Bazı liseler bizim gibi sektörden gelen uzmanları işin içine katarak çocukların bu yönlerini geliştirmek üzere çaba harcıyorlar. Okullarda böyle bir şey yoksa velilerin bunları talep etmesi lazım. Bunlar yapıldığı zaman meslek seçimi ve kendini fark etme açısından çocuklardaki gelişmeyi görebiliyoruz. Bireysel çalışmaya mı yatkın, takım çalışmasına mı sorusuyla kendilerini fark edebiliyorlar.
Dünyada mutluluk çalışmaları yapıyor. Kişi başı gelirin artma hızıyla mutluluğun artma hızı paralel değil. Biz daha çok parayla daha çok mutlu olamıyoruz. Çünkü belirli değerlerden uzaklaşıyoruz. Gerçek bizim sosyal varlıklar olmamızda yatıyor ve sosyalleşerek mutluluğu yakalayabiliyoruz."